İstinaf Kanun Yolu Nedir?
İçindekiler
- 1 İstinaf Nedir?
- 2 İstinaf Yoluna Başvurulabilecek Kararlar Nelerdir?
- 3 İstinaf Sebepleri Nelerdir?
- 4 İstinaf Başvuru Süresi Ne Kadardır?
- 5 İstinaf Başvuru ve Kesinleşme Sınırı (2025) Nedir?
- 6 İstinaf Dilekçesi Nedir?
- 7 Ceza Mahkemelerince Verilen Kararlara Karşı İstinaf Dilekçe Örneği (Ceza İstinaf Dilekçesi)
- 8 Hukuk Mahkemelerince Verilen Kararlara Karşı İstinaf Dilekçe Örneği (İstinaf Dilekçesi)
- 9 İstinaftan Feragat Dilekçesi
- 10 İstinaf İncelemesi Nedir?
- 11 İstinaf Aşamasında Yeni Delil Sunulabilir mi?
- 12 İstinaf Aşamasında İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi veya Genişletilmesi Yasağı
- 13 İstinaf Mahkemesinin İstinaf İncelemesi Neticesinde Verebileceği Kararlar Nelerdir?
- 13.1 İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Dosyanın Geri Gönderilmesi
- 13.2 İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Kısmen veya Tamamen Kabulü
- 13.3 İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Esastan Reddi
- 13.4 İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılarak Düzeltilmesi
- 13.5 İstinaf Başvurusunun Reddi Kararı
- 14 İstinaf Hakkından Feragat Edilebilir Mi?
- 15 İstinaf Başvurusunun İcraya Etkisi ve Tehiri İcra
- 16 İstinaf Harç ve Masrafları
- 17 İstinaf ve Temyizin Farkları Nelerdir?
- 18 Sonuç
- 19 İletişim Bilgileri
“İstinaf” kelimesi, kelime anlamı itibariyle “yeniden başlama ve baştan alma” anlamına gelmektedir. Türk hukukunda istinaf; ilk derece mahkemesi kararlarına karşı ikinci derece olarak başvurulan bir kanun yolu olup, bu yolun kullanılması durumunda istinaf mahkemeleri, ilk derece mahkemelerinin kararlarını hukuka uygunluk açısından denetlemektedir. Ayrıca, istinaf kanun yolunda, temyiz kanun yolundan farklı olarak maddi gerçeklere ilişkin inceleme de yapılmaktadır. Başka bir deyişle, ikinci derece mahkemesi olan istinaf mahkemesi, gerektiğinde ilk derece mahkemesi gibi uyuşmazlığın içeriğine girerek maddi olayları incelemekte ve gerekirse duruşma yapabilmektedir.
İstinaf aşaması, ilk derece mahkemesinde gerçekleşen yargılamanın bir tür devamıdır. İstinaf yargılaması, hatalı olduğu düşünülen ilk derece mahkemesi kararlarının denetlenmesi ve gerekirse düzeltilmesi ilkesini benimser. İstinaf mahkemesi ilk derece mahkemesi kararlarını, istinaf sebepleri ile sınırlı olmak kaydıyla inceler. İstinaf bir kanun yolu olmasına rağmen inceleme kapsamında yeniden yargılama yapılması ve yeni bir hüküm verilmesi de mümkün olabilir. İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını denetlerken, hukuka aykırılık veya diğer istinaf sebepleri bulunması durumunda, kararı düzeltebilir ve yeni bir hüküm verebilir.
Türk hukukunda istinaf incelemesi, hatalı ve hukuka aykırı kararların düzeltilmesi amacı taşımaktadır. İstinaf incelemesi yapmakla görevli Bölge Adliye Mahkemeleri, ilk derece mahkemesi kararlarını bu kapsamda denetlemekte ve gerekirse de düzeltebilmektedir.
İstinaf Nedir?
Bilindiği üzere 20.07.2016 tarihi itibariyle istinaf mahkemeleri faaliyete geçti. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen istinaf temyiz gibi olağan bir kanun yolu olarak düzenlenmiştir. İstinaf kanun yolu, ilk derece mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur. İstinaf kanun yolunun uygulanması durumunda, ilk derece mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulacak, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulabilecektir.
Türk hukukunda istinaf İlk derece mahkemesi kararlarına karşı ikinci derece olarak başvurulan kanun yoludur. Bu yargı yolunda, istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygunluk açısından denetler. Ayrıca, temyiz kanun yolundan farklı olarak bu kanun yolunda maddi gerçeklere ilişkin bir inceleme de yapılmaktadır. Başka bir deyişle, ikinci derece mahkemesi olan istinaf, gerektiğinde ilk derece mahkemesi gibi uyuşmazlığın içerisine girerek maddi olayları inceler ve duruşmalar yapabilir.
İstinaf Yoluna Başvurulabilecek Kararlar Nelerdir?
Hangi Kararlar İstinaf Edilemez?
- Miktar veya değeri 40.660 TL nin altında kalan ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarına karşı,
- 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 363. maddesi, hangi kararlar için istinaf kanun yoluna başvurulmayacağını tek tek belirtmektedir. Bu hükme göre, istinaf yoluna başvurulamayacak kararların başlıcaları şunlardır:
- Kıymet takdirine ilişkin şikâyet üzerine verilen kararlar,
- İcra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı,
- İflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları,
Bu kararlar için istinaf yoluna başvurulamaz ve bu kararlar kesin kabul edilir.
Hangi Kararlar İstinaf Edilebilir?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna gidilebileceğini düzenlenmiştir.
- Malvarlığına ilişkin olmayan davalarda ilk derece mahkemelerinin her türlü nihai kararlarına karşı, (HMK mad.341)
- Malvarlığına ilişkin davalarda Miktar veya değeri kırk bin altı yüz altmış (40.660 TL) Türk Lirasını aşan ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarına karşı, (HMK mad.341)
- İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddedilmesi halinde bu kararlara karşı, (HMK mad.341)
- Karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, (HMK mad.341)
- Karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı, (HMK mad.341)
- Diğer kanunlarda ilk derece mahkemelerinin temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren davaların nihai kararlarına karşı (HMK mad.341)
- Hakimin reddi hakkında verilen kararlara karşı, ( HMK.m.43)
- Çekişmesiz yargı kararlarına karşı ( HMK.m.387)
İstinaf kanun yoluna başvurulabilir.
İstinaf Sebepleri Nelerdir?
Türk hukukunda istinaf başvurusu yapılabilmesi için öncelikle kanunlarda belirtilmiş özel sebeplerin olmasına gerek yoktur. İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılıkların bulunması durumunda yapılabilecektir. İstinaf, bu açıdan temyiz kanun yolundan farklıdır, çünkü temyizde hangi hallerde başvurulabileceği kanunda açıkça sıralanmıştır. İstinaf ise daha genel bir inceleme yolunu temsil eder ve kanunlarda özel sebeplere bağlı kılınmamıştır. Dolayısıyla, hukuka aykırılık veya diğer istinaf sebepleri bulunması, istinaf başvurusu yapmak için yeterlidir. Bu, istinafın temyizden farklı bir nitelik taşıdığını gösterir.
Her ne kadar sebep sınırlaması bulunmasa da istinaf yoluna başvuru yaparken hangi sebeple başvurulduğunun dilekçede açıkça belirtilmesi önemlidir. Aksi halde hangi sebeple istinafa başvurulduğu dilekçede hiç belirtilmemişse istinaf başvurusu ön inceleme aşamasında reddedilir.
Hangi sebeple istinafa başvurulduğunun dilekçede gösterilmesinin bir diğer önemi ise tarafların ileri sürdükleri istinaf sebebi ile bağlı olmasıdır. Bölge adliye mahkemeleri taraflarca ileri sürülmeyen istinaf sebeplerini kendiliğinden incelemez. Ancak ilk derece mahkemesinin olayda uygulaması gereken hukuk kuralını eksik uyguladığını ya da hiç uygulamadığını tespit etmesi hali ve mutlak surette kararı etkileyecek usuli hatalar olması halinde taraflar sebep göstermese dahi Bölge Adliye Mahkemesi kendiliğinden inceleme yapabilir.
İstinaf Başvuru Süresi Ne Kadardır?
İstinaf mahkemesine başvuru süresi hukuk davaları için HMK m.345’te, ceza davaları için CMK m.273’te düzenlenmiştir; İlgili maddelere göre; İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır. Katılma yolu ile istinaf süresi de karşı tarafın istinaf dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftadır; bu süre kesin ve hak düşürücüdür.
İstinaf mahkemesine başvuru süresi kural olarak ilamın usulen taraflardan her birine tebliğ edilmesinden itibaren iki haftadır . İstinaf başvuru süresine dair istisnalar şu şekildedir :
- Ticaret Mahkemesi iflas ve konkordato hukukuna ilişkin kararlarına tebliğden itibaren 10 Gün
- İcra Mahkemesi kararlarına karşı istinaf süresi tefhim veya tebliğden itibaren 10 Gün
- Hâkimin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf süresi tefhim veya tebliğden 7 Gün
İstinaf mahkemesine başvuru süresi kural olarak tebliğ ile işlemeye başlar ancak istisnai olarak tefhim ile sürenin işlemeye başladığı durumlar şunlardır :
- İcra mahkemesi kararı duruşmada taraflara veya bir tarafa tefhim edildi ise süre tefhim ile işlemeye başlar.
- Hakimin reddine ilişkin karar da tefhim veya tebliğ ile başlar.
İstinaf Başvuru ve Kesinleşme Sınırı (2025) Nedir?
İlk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlar için istinaf sınırı, 2025 yılı için 40.660 TL olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla 2025 yılı süresince 40.660 TL nin altında kalan ve malvarlığı değerine ilişkin olan hukuk mahkemeleri kararları kesin nitelikte olup bu miktarın altında kalan karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır.
Parasal sınırın aşılıp aşılmadığının tespiti bakımından şu hususlar önem arz etmektedir:
- Alacağın bir kısmı dava edilmişse, alacağın tamamı istinaf sınırında dikkate alınır.
- Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 40.660 TL yi geçmemesi halinde, istinaf yoluna başvuramaz.
- Manevi tazminat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın istinafa başvurulabilir.
- İcra Hukuk mahkemeleri kararlarına karşı ise ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının 95.000 Türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir.
Türk hukuk sisteminde, malvarlığına ilişkin davalarda istinaf başvurusu için belirli bir sınır öngörülmüş ve bu sınırın altında kalan mahkeme kararları kesinleşmiş kabul edilir. Bu sınırlama, yargı sisteminin işleyişini düzenlemek ve yüksek mahkemelerin iş yükünü azaltmak amacıyla konulmuş bir kuraldır. Bu nedenle, belirlenen sınırın altındaki davalarda taraflara istinaf hakkı verilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesi kararı kesin olarak verilir.
İstinaf Dilekçesi Nedir?
İstinaf dilekçesi, mahkeme tarafından varılan hükmün tebliğ edilmesinin ardından Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilmek üzere hazırlanan bir belgedir. Bu noktada kararın yazılı olarak bildirildiği veya yüze karşı okunduğu durumlarda dilekçenin iletilmesi için tanınan süre de başlamış olur. Aynı zamanda gerekçeli kararın tebliğ edilmesi şartı da aranmaz. Zaman kaybetmeden belgenin ilgili merciye iletilmesi gerekir. Dilekçenin yazılmaması ya da yetiştirilmemesi gibi durumlarda ise karar yasal olarak kesinlik kazanır.
İstinafa cevap süresi de dikkate alınması gereken konulardan biridir. İletilen dilekçeye gelen cevaba göre doğru belge hazırlanmalı ve belirtilen süre içerisinde başvuru yapılmalıdır. Başvuru süreleri ise ceza davalarında 1 ve hukuk davalarında 2 haftayken idari yargılamalarda 30 gündür. Bunun yanı sıra dilekçe türleri de farklılık göstermektedir. İlgili dilekçe örneklerine aşağıda yer verilmiştir:
istinaf yoluna başvurulması mahkemelerin kendiliğinden yapacağı bir işlem olmayıp tarafların bir dilekçeyle başvurulmaları halinde mümkün olacaktır. Nitekim 6100 sayılı kanunun istinafı düzenleyen maddelerine göre istinaf dilekçesinde olması gerekenler şunlardır;
İstinaf dilekçesi
MADDE 342-
(1) İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir.
(2) İstinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri.
b) Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
c) Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı.
ç) Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih.
d) Kararın özeti.
e) Başvuru sebepleri ve gerekçesi.
f) Talep sonucu.
g) Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.
(3) İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile red olunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.
İstinaf dilekçesinin verilmesi
MADDE 343-
(1) İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir.
(2) Kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmiş olan istinaf dilekçesi, bu mahkemece yukarıdaki fıkraya göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir. Bu durum derhâl mahkemesine bildirilir.
(3) İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118 inci madde hükmü uygulanır.
(4) Dosya, kararı veren mahkemece, istinaf dilekçesinde gösterilen daire ile bağlı kalınmaksızın, ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilir.
Ceza Mahkemelerince Verilen Kararlara Karşı İstinaf Dilekçe Örneği (Ceza İstinaf Dilekçesi)
Ceza mahkemelerinde on beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler için istinafa başvuru yapılmasa da incelemeler yetkili mahkeme tarafından gerçekleştirilir. Bu sürenin altındaki cezalara ilişkin davalarda ise aşağıda yer alan dilekçe kullanılır:
Ceza Mahkemesi İstinaf Süre Tutum Dilekçesi Örneği
Hukuk Mahkemelerince Verilen Kararlara Karşı İstinaf Dilekçe Örneği (İstinaf Dilekçesi)
6100 sayılı HMK madde 341’e göre; nihai kararlar, ihtiyati haciz ve tedbir gibi kararlara itiraz hakkı mevcuttur. Hukuk mahkemelerinin alacağı ve istinafa başvurulmasında sakınca olmayan karar için şu dilekçeden faydalanılabilir:
Hukuk Mahkemesi İstinaf Süre Tutum Dilekçesi Örneği
İstinaftan Feragat Dilekçesi
Belirli durumlarda istinafa yapılan başvurulardan cayılması mümkündür. Bu noktada mahkemenin kesin kararını almamış olması gerekir.
İstinaftan Feragat Dilekçesi Örneği
Dilekçenin içeriğinde iddia ve savunmanın genişletilmesi imkanının mevcut olduğu gözetilerek doldurulmalıdır. İstinaf mahkemeleri temyiz incelemesi yapan Yargıtay’dan farklı olarak yeni bir karar verme yetkisinde olacağından sonuç ve talep kısmı dikkatle kaleme alınmalıdır. İstinaf kanun yoluna başvurulduğunda, istinaf mahkemesi davayla ilgili hem vakıaları el alır hem de hukuki denetim yapar. İstinaf mahkemesi yerel mahkeme tarafından toplanmamış bir delili toplayabilir, yeniden tanık dinleyebilir veya keşif yapabilir.
İstinaf mahkemesi yeni bir karar verdiğinden yerel mahkeme kararının bozulması veya onanması söz konusu olmaz. Yargıtay ise istinaf mahkemesi tarafından verilen kararı sadece hukuki yönden denetler. Yargıtay, sadece temyiz incelemesiyle kanunun olaya doğru uygulanıp uygulanmadığını denetler, temyiz incelemesi aşamasında delil toplayamaz, tanık dinleyemez, keşif yapamaz. Uygulamasının ilk kez bu yıl yapılacağı istinaf mahkemesi, uygulayıcılar ve dava tarafları için yeni bir sistem getirdiği gibi hukuk davalarında karar düzeltme yolunu da kapatmıştır.
İstinaf İncelemesi Nedir?
İstinaf incelemesi, yapılan itiraz başvurularının yasal süre içerisinde değerlendirilmesi sürecidir. Yetkili Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından hem hukuki hem de olay üzerinden yapılan incelemeler sonucunda en adil karar verilir. Adlî yargı tarafından Ceza Mahkemeleri’nin verdiği kararlar Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Ceza Dairelerinde görülür. Hukuk Mahkemelerinin kararları ise Bölge Adliye Mahkemelerinin Hukuk Dairelerinde ele alınmaktadır. Bu sebeple ceza ve hukuk yargılamalarına göre farklı incelemelerin yapılması gerekir.
Ceza Yargılamaları İstinaf İncelemesi
5271 sayılı CMK 272-285 maddeleri uyarınca ceza yargılamalarının istinafta nasıl inceleneceği düzenlenmiştir. İlk olarak verilen kararların tebliğ edilmesinin ardından 7 günlük sürede başvuru yapılması, incelemeyi başlatır. Eğer belirtilen sürede başvuru yapılmazsa karar kesinlik kazanır ve kesin karara karşı istinaf yolu da kapanır. Ceza yargılamalarında ilk derece mahkemelerinin aldığı kararlarda Cumhuriyet savcısı, sanık, şüpheli, katılan ve suçtan zarar görenler istinafa başvuruda bulunabilir. Aynı zamanda CMK madde 261’e göre kişileri temsilen avukatların başvurma hakkı da vardır. Ayrıca CMK 262. maddeye göre sanık veya şüphelilerin yasal temsilcilerinin yanı sıra eşleri de yasal olarak istinafa gidebilir.
İstinafa başvurunun sonrasında talebin geri çekilmesi olanağı da bulunur fakat vazgeçme durumunun inceleme mercii tarafından karar alınmadan önce bildirilmesi gerekir. Avukatların, başvurudan vazgeçme konusunda özel olarak yetkilendirilmesi, ortaya çıkacak sorunları engellemek açısından önemli bir yere sahiptir.
Ceza yargılamalarında Bölge Adliye Mahkemeleri inceleme yaparken hukuki ve vaka açısından tüm detayları analiz eder. Analizin ardından farklı kararların alınması da ihtimal dahilindedir. Kararlara ilişkin ayrıntılara alt başlıklarda yer verilmiştir:
Esastan Ret Kararı
Gerçekleştirilen inceleme sonucunda verilen kararın esas ya da usule aykırı olmamasıyla birlikte hiçbir hatanın tespit edilmemesi, esastan ret kararının alınmasına zemin hazırlar. Delil ve işlemlerin hukuka uygunluğunun yanı sıra kararın yerinde olduğunun belirlenmesi, esastan ret için yeterli bir sonuçtur.
Düzelterek Esastan Ret Kararı
Bazı durumlarda ilk mahkemenin aldığı kararda ispat açısından değerlendirme ve işlemler doğru yapılmış olabilir. Aynı zamanda herhangi bir eksiklik de tespit edilmeyebilir. Ancak hukuki olarak birtakım sorunlar söz konusu ise kararın bozulması gerekir. Bu durumda düzelterek esastan ret kararı alınır.
Kararı Bozma ve İlk Derece Mahkemesine İade Etme
İstinafa iletilen başvuruların bazılarında karar doğrudan bozularak ilk mahkemeye geri gönderilir. Bu duruma yol açan bazı durumlar ise aşağıdaki gibidir:
- Mahkemenin kanuna uygun bir şekilde karar almamış olması,
- Haklı şüphe sebebiyle hakkında ret talebi olan hâkimin hükme katılması,
- Kanuna aykırı bir şekilde mahkemenin davaya bakma konusunda kendini yetkili ve görevli olarak görmesi,
- Cumhuriyet savcısı ya da duruşma esnasında kanunen hazır olması gereken kişilerin yokluğunda davanın görülmesi,
- Duruşmalı bir şekilde verilen hükümde açıklık kuralına uyulmaması.
Yukarıdaki durumların yanı sıra hükmün hukuka aykırı yöntemler sonucunda ulaşılan delillere dayandırılması da kararın bozulmasına neden olur.
Davanın Yeniden Görülmesi ve Duruşma Hazırlığının Başlatılması Kararı
İstinafta mahkeme, kararın hatalı olduğu kanısına varabilir ve bunun sonucunda davanın tekrardan görülmesine hükmedebilir. Bu sayede duruşma hazırlıkları için gerekli olan tüm işlemler başlatılır.
Sanık ve vekilin davetiye gönderilmesine rağmen duruşmaya katılmaması durumunda da dava devam edebilir. Bu aşamada sanığın sorgu tutanakları anlatılır ve dava bu şekilde tamamlanabilir. Sanıkla ilgili verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin verdiği karardan daha ağır olacaksa sanık mutlak suretle dinlenir. (CMK m.282/1-f)
Hukuk Yargılamaları İstinaf İncelemesi
Hukuk yargılamaları için istinafa başvuru yolu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. 341 ve 361. maddeler uyarınca yapılan düzenlemelere göre ilk derece mahkemeleri tarafından alınan kararların tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde başvuru hakkının kullanılması gerekir. Bunun yanı sıra tüm kararlar için başvuru hakkı mevcut değildir. Yalnızca aşağıdaki kararlar için itiraz süreçleri başlatılabilir:
- İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesi,
- Karşı tarafların yüzüne karşı verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları,
- Karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarına yönelik gerçekleştirilen itiraz nedeniyle alınan kararlar,
- Nihai kararlar,
- Değer ve miktarı ilgili yılın belirlenen limitlerini geçen mal varlığı davası kararları,
- Manevi tazminat davalarında miktar fark etmeksizin yapılan tüm başvurular.
Başvuru sırasında tebliğ masrafları ve harçlar gibi tüm giderlerin ödenmesi de gerekir. Ödemenin yapılmaması ya da eksik bir şekilde yapılması durumunun tespit edilmesi halinde ücretin yatırılması için mahkeme tarafından bir süre tanınır. Verilen bir haftalık Bölge İdare Mahkemesi istinaf karar süresi içerisinde ödeme işlemlerinin tamamlanması son derece önemlidir. Aksi halde kişiler başvurusundan vazgeçmiş sayılır. Karar mercii tarafından verilen vazgeçme bildirimi ise yazılı olarak ilgili tarafa iletilir. (HMK, m. 344)
Hukuk yargılamalarında istinafa başvurma, kural gereği kararın icrasını durdurmaz. Kişiler ve aile hukuku doğrultusunda malla alakalı ayni haklara ilişkin kararlar, kesinleşmediği takdirde yerine getirilemez. Ayrıca İflas ve İcra Kanunun icranın geri bırakılmasına yönelik 36. maddesi hükmü de saklı tutulur. Nafaka kararlarında ise icranın geri bırakılması yönünde bir karar alınması söz konusu değildir.
İstinaf Aşamasında Yeni Delil Sunulabilir mi?
İstinaf incelemesi sırasında yeni iddialar ve deliller sunulamaz. İstinaf, genel itibariyle ilk derece mahkemesinde sunulan iddialar ve delillerin değerlendirilmesi ve hukuka uygunluk açısından incelenmesi amacını taşır. Bu nedenle, istinaf incelemesi, ilk derece mahkemesi aşamasındaki mevcut iddialar ve deliller kapsamında gerçekleşir. İstinaf, mevcut hukuki durumun değerlendirilmesine odaklanır ve bu bağlamda sınırlı bir inceleme yapar.
İlk derece mahkemesi tarafların sunulan delilleri hiç toplamamış veya toplamış olsa bile hiçbir şekilde değerlendirmemişse, Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak, taraflarca sunulan delillerin toplaması veya toplanan delillerin değerlendirilmesi için dosyayı ilk derece mahkemesine iade etme kararı vermesi esastır. Ancak ilk derece mahkemesi, tarafların sunduğu delilleri toplamış olmasına rağmen bu delilleri kararında değerlendirmemişse, İstinaf Mahkemesi bu eksiklikleri kendi incelemesi sırasında değerlendirerek karar verebilir. Bir başka deyişle İstinaf Mahkemeleri’nde yeni delil sunulamaz fakat daha önce süresinde bildirilen delillerin toplanması veya yeniden değerlendirilmesi talep edilebilir.
İstinaf Aşamasında İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi veya Genişletilmesi Yasağı
İstinaf aşamasında iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağı bulunur. İstinaf incelemesi, mevcut delil ve iddiaların değerlendirilmesi amacını taşır ve bu nedenle yeni iddialar veya savunma unsurları sunulamaz.
İstinaf Mahkemesinin İstinaf İncelemesi Neticesinde Verebileceği Kararlar Nelerdir?
İstinaf başvurusunun haklı bulunmaması halinde istinaf başvurusunun reddine karar verilir. Başvurunun haklı bulunması ve kabul edilmesi durumunda ise, ilk derece mahkemesi kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık tespit edilmiş olur. Bu durumda, istinaf mahkemesi tarafından verilecek kararlar farklılık gösterebilir ve bu kararların tümünde ilk derece mahkemesinin kararı iptal edilir.
İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Dosyanın Geri Gönderilmesi
Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararında ağır usuli hataların mevcut olması halinde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak dosyanın geri gönderilmesine karar verir. Bu hallerde duruşma yapılmasına gerek olmadığı yazımızın üst kısmında belirtilmiştir. HMK madde 353’te ağır usuli hataların neler olduğu tek tek sayılma suretiyle düzenlenmiştir.
İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Kısmen veya Tamamen Kabulü
İlk derece mahkemesinin açılan davayı reddetmiş olması halinde istinafa başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince başvuru haklı görülmüşse ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılır. İstinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını kaldırmasının ardından ilk derece mahkemesinin yerine geçerek kendisi davanın esası hakkında karar verecektir. Vereceği bu karar ise davanın kısmen veya tamamen kabulü şeklinde olabilecektir. (HMK md. 353/1-b-1)
İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Esastan Reddi
İlk derece mahkemesinin davanın kabulü yönünde karar vermesi ve bu karara karşı istinafa başvurulması halinde ise eğer yapılan başvuru istinaf mahkemesince haklı bulunursa öncelikle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki karar kaldırılacak ardından ise istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin yerine geçerek davanın esastan reddine karar verecektir. (HMK md. 353/1-b-1)
İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılarak Düzeltilmesi
İlk derece mahkemesinin yargılamasında eksiklik bulunmaması halinde kanunun olaya uygulanmasında hata mevcut ise ancak yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığı durumlarda veya ilk derece mahkemesinin kararının gerekçe kısmında hata bulunması halinde istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırmaz sadece düzeltmekle yetinir. Örneğin ilk derece mahkemesinin kararında harç ve giderlerin eksik belirtilmesi bu durum kapsamındadır.
İstinaf Başvurusunun Reddi Kararı
İstinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını usul ve esas yönünden hukuka uygun bulması halinde “istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verecektir. Bu durumda istinaf başvurusunu haksız gören Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararının hem hukuka uygunluğunu hem de vakıa tespitinin doğruluğunu teyit etmiş olmaktadır.
İstinaf başvurusu reddedilse dahi temyiz yolu açık olan kararlarda temyiz süresi geçmeden veya temyize süresinde başvurulmuşsa Yargıtay tarafından onama kararı verilmeden henüz karar kesinleşmiş sayılmaz.
İstinaf Hakkından Feragat Edilebilir Mi?
İstinaf hakkı, yasal bir hak olarak taraflara tanınmıştır ve taraflar bu hakkı kullanma konusunda tamamen özgürdürler. Taraflar, istinaf hakkını sonuna kadar kullanabilecekleri gibi, kararın mevcut haliyle bir an önce kesinleşmesi için istinaftan feragat etme seçeneğine de sahiptirler. İstinaftan feragat, mahkemenin veya karşı tarafın iznine bağlı olmadan tarafların kendi iradelerine bağlı bir tercihidir. Davadan feragatten farklı olarak kanun yollarından feragat hem davalı hem davacı tarafından yapılabilir.
İstinaftan feragat, çeşitli aşamalarda gerçekleşebilir.
İstinaf başvurusu yapıldıktan sonra ancak henüz dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmeden önce yapılan feragat: Bu halde kararı veren ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilir.
İstinaf başvurusu yapılıp dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra yapılan feragat: Dosya, Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.
İstinaf Başvurusunun İcraya Etkisi ve Tehiri İcra
Mahkemeler tarafından verilen kararların icraya konu olabilmesi için kesinleşmesi gerekip gerekmediği önem arz eder. HMK madde 350 uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması ilk derece mahkemesinin kararının icrasını durdurmayacaktır. Bu durum kesinleşmesi gerekmeden icra edilebilen kararlar bakımından geçerlidir. Yani, bu tür kararların icra edilebilmesi için kararın kesinleşmesini beklemek gerekmez. Ancak, İcra ve İflas Kanunu’nun 36. maddesi, bu kuralı istisna tutar. Buna göre, kararı temyiz/istinaf eden borçlu, teminat göstererek Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay’dan Tehiri İcra (İcranın Geri Bırakılması) kararı alabilir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Tehiri İcra (İcranın Geri Bırakılması)” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar ise kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlardan olduğu için bu kararlar kesinleşmedikçe yani karara karşı artık kanun yoluna başvurulabilecek bir imkan kalmayıncaya dek icraya konu olamaz.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İstinaf Harç ve Masrafları
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 344. Maddesine Göre:
“(1) İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.”
İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir.
Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, karar öncelikle bu sebeple eğer istinaf yoluna başvuran haklı görülürse, ayrıca istinaf sebepleri açısından da incelenir
- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca istinaf mahkemesine başvuru harcı 1.169,40 TL’dir.
- Davacı için istinaf karar ve ilam harcı maktudur. Miktarı 427,60 TL’dir.
- Davalı bakımından ise nisbi bir değerdir. Anlaşmazlık konusu üzerinden binde 68,31’inin dörtte biri olarak hesaplanır.
İstinaf ve Temyizin Farkları Nelerdir?
İstinaf ve temyiz, birbirinden apayrı iki farklı kanun yoludur. Her iki kanun yolunda da benzer özellikler söz konusu olabilmektedir. Örneğin her iki kanun yolunda da hukuki denetim imkanı sağlanmaktadır. Ancak bu iki kanun yolunun işlevleri, kapsam ve süreçleri birbirinden farklılık göstermektedir. Bu temel farklılıkları sıralamamız gerekecek olursa:
İstinaf incelemesinde hem maddi vakıa hem de hukuka uygunluk denetimi gerçekleştirilir. Dolayısıyla istinaf mercii bölge adliye mahkemeleri delillerin yeniden incelenmesi ve maddi gerçeklerin tekrar değerlendirilmesine yetkilidir. Oysa temyiz kanun yolunda yalnızca hukuka uygunluk denetimi gerçekleştirilir. Bu nedenle temyiz incelemesinde delillerin doğruluğu veya vakıa tespitleri yeniden değerlendirilmez. Ancak uygulamada kimi zaman, özellikle açık hukuka aykırılıklar bulunan kararların temyiz incelemelerinde, Yargıtay kararlarında da bu tip vakıa ve delil incelemelerinin yapıldığı görülmektedir.
Her iki kanun yolu için başvuru sınırları da birbirinden çok farklıdır. Örneğin 2025 yılı için istinaf sınırı 40.660 olarak belirlenmişken, temyiz sınırı duruşmasız işler için 544.470 TL ve durulmalı temyiz incelemeleri için 816.813 TL’dir.
İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesi kararını onayabilir, kararı kaldırabilir, dosyayı yeniden incelenmesi gereken hususları incelemek üzere ilk derece mahkemesine gönderebilir veya kararı kaldırarak doğrudan kendisi dosyayı ele alıp esasa ilişkin yeni hüküm kurabilir. Oysa temyiz incelemesi gerçekleştiren Yargıtay, yalnızca kararı onayabilir, düzelterek onayabilir veya kararı bozup yeniden incelenmek üzere ilgili mahkemeye gönderebilir. İstinaf incelemesinde olduğu gibi dosyayı ele alıp esasa ilişkin olarak yeni hüküm kuramaz.
İstinaf incelemesinde duruşma açılması oldukça yaygındır, hatta HMK 353. maddesindeki haller haricinde incelemenin duruşmalı yapılması esastır denilebilir. Ancak temyiz incelemesi genellikle dosya üzerinden yapılır ve duruşma açılması istisnaidir. Bu durumun en büyük sebebi istinaftan farklı olarak vakıa incelemesi yapılmaması yalnızca hukuka uygunluk denetimi gerçekleştirilmesidir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “İstinaf Kanun Yolu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular?” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Sonuç
İstinaf süreci, hukuk sisteminin adil ve doğru işleyişini destekleyen önemli bir hak arama yoludur. Mahkemeler arasındaki bu inceleme mekanizması, yargılamalarda olası hataların düzeltilmesini sağlar ve hakların korunmasına katkıda bulunur. Hak kaybına uğramamak için bizimle İLETİŞİM geçiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00