Babalık Davası
İçindekiler
- 1 Babalık Davası Açmada Süre
- 2 Babalık Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 3 Babalık Davası Nasıl Açılır
- 4 Babalık Davasında Davalı
- 5 Babalık Davasında İspat ve Deliller
- 6 Babalık Davasında DNA Testinin Rolü
- 7 Babalık Davasında Tanık Beyanlarının Rolü
- 8 Babalık Davasında Kayyım Nasıl Atanır?
- 9 Babalık Davasında Annenin Mali Hakları
- 10 Sonuç
- 11 İletişim Bilgileri
Babalık davası, evlilik dışı ilişkiden dünyaya gelen çocuk ile baba arasında soy bağının kurulması için açılan bir davadır. Babalık davası açmak isteyen anne ya da çocuğun dikkat etmesi gereken birçok durum bulunmaktadır. Babalık davasının açılabilmesi için çocuğun halihazırda başka bir erkekle arasında soybağı ilişkisinin resmi anlamda mevcut olmaması gerekir. Eğer başka bir erkekle çocuk arasında soybağı ilişkisi mevcutsa öncelikle bu soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması yani soybağının reddi davasının açılması gerekir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu “Babalık Hükmü” başlığı altında m.301’de şu düzenlemelere yer vermiştir:
“Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.”
Babalık davasını, anne ve çocuk birlikte açabileceği gibi ayrı ayrı da açabilirler. Babalık davasıyla birlikte çocuk için nafaka da talep edilebilir. Ayrıca anne açacağı babalık davasıyla birlikte TMK m. 304 gereğince doğum ve gebelik giderlerini, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderlerini talep edebilir. Çocuğun ölü doğmuş olması, bu giderlerin istenmesine engel değildir. Eğer baba ölmüşse dava, babanın mirasçılarına karşı açılır.
Babalık davasındaki ispat yükü davacı taraftadır. Söz konusu babalık davasında en çok kullanılan ve en güvenilir ispat yöntemi, DNA testidir. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Eğer baba ölmüşse dava, babanın mirasçılarına karşı da açılabilir.
Babalık Davası Açmada Süre
Babalık Davası; çocuk doğduktan önce veya sonra açılabilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 303. maddesindeki hükme göre annenin dava açma hakkı doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile bir başkası arasında babalık ilişkisi bulunuyorsa bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten sonra bir yıllık süre işlemeye başlamaktadır. Bir yıllık sürenin dolmasının ardından gecikmeyi haklı kılan sebeplerin varlığı halinde 1 ay içinde dava açılabilecektir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu süreler hak düşürücüdür. Bu süreler geçirildikten sonra babalık tespiti davası açmak mümkün değildir.
Çocuk açısından ise, Çocuğa tayin edilen kayyımın veya ergin olduktan sonra çocuğun açacağı babalık tespiti davası için Kanun’un 303/2’de düzenlenen süreler Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırılık nedeniyle iptal edilmiştir. Çocuğun açacağı babalık tespiti davası, TMK m.303’de bir süre sınırına tabi olmayacaktır. Dolayısıyla kayyım da babalık tespiti davasını, görevi devam ettiği süre içinde açabilecektir.
Babalık Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme; aile mahkemesidir. Eğer davanın açılacağı yerde aile mahkemesi bulunmuyor ise asliye hukuk mahkemesinde açılabilmektedir. Yetkili Mahkeme; taraflardan birinin dava anındaki veya çocuğun doğumu anındaki yerleşim yeri mahkemesi olarak düzenlenmiştir.
Tarafların Türkiye’de yerleşim yerlerinin bulunmaması halinde davanın açılacağı yer Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) kapsamında belirlenecektir. İlgili kanuna göre babalık davası yabancı ülkede açılmadığı veya açılamadığı durumda, Türkiye’deki yetkili mahkemede, bunun bulunmaması halinde kişinin sakin olduğu yerde, bununda olmaması durumunda kişinin son yerleşim yerinde, bu da yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemeleri davaya bakmakla yetkili hale gelmektedir.
Babalık Davası Nasıl Açılır
Babalık davası açma hakkı anne ve çocuğundur. Bu dava babaya ya da baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılabilir. Dava aile mahkemesinde ya da aile mahkemesinin bulunmadığı yerde asliye hukuk mahkemesinde görülür. Dava açmak için Yargıtay tarafından da benimsenen görüşe göre annenin belirli olması şartı aranır. Bir diğer şart ise çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı bulunmamasıdır. Eğer böyle bir ilişki mevcutsa babalık davası açılmadan önce diğer erkek ile aradaki soy bağı ilişkisin sona erdirilmesi adına soybağının reddi davası açılması gerekir. Davayı açabilmenin son şartı ise ihbardır. Babalık davasını açan kişi bu durumu Cumhuriyet Savcısına ve hazineye ihbar etmelidir. Dava anne tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anneye ihbar edilir.
Bu konu hakkındaki örnek dilekçe için “Soybağının Reddi Davası Dilekçe Örneği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Bu konu hakkındaki örnek dilekçe için “Babalık Davası Dilekçe Örneği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Babalık Davasında Davalı
Babalık davası, iddia edilen babanın ölümü durumunda onun mirasçılarına karşı açılabilir. Eğer merhumun hiçbir mirasçısı yoksa, miras devlete geçmektedir ve bu durumda dava devlete karşı yürütülebilir. Söz konusu kişinin ayırt etme yeteneği bulunuyorsa, dava kişiye karşı açılarak bizzat kendisi tarafından takip edilebilir. Ancak, eğer ayırt etme gücünden yoksun ise, o zaman onun yasal temsilcisi tarafından savunulur.
Hakim, babalık davasında, babalık kararı verildikten sonra önce çocuğun velayeti ve kişisel ilişki tesis edilmesi konularını ele alır, ardından nafaka meselesini çözümlemektedir. Babalığın olasılığı yüksek görünüyorsa verilecek nafaka tedbir nafakası niteliğinde olup, mahkeme kararının kesinleşmesine kadar geçerlidir ve daha sonra iştirak nafakasına dönüşür. Babalık olasılığı yüksek görünmüyorsa, tedbir nafakası verilmeyebilir ve davanın sonucu beklenir.
Babalık davasının olumlu sonuçlanması durumunda, dava tarihinden itibaren baba üzerine iştirak nafakası yükümlülüğü getirilir. Evlilik dışı bir ilişkiden doğan çocukla ilgili velayeti babaya verilmemişse bile, baba çocuğun bakımı ve eğitimi için gereken masraflara katkıda bulunmak zorundadır. Bu tür nafaka iştirak nafakası olarak bilinmektedir ve onun hukuki nitelendirmesi, miktarının ne kadar olacağı hakimin takdirindedir.
Eğer babalık davası mirasçılara karşı açılmışsa ve aynı zamanda bakım (iştirak) nafaka davası mevcut ise bu davalar birleştirilemez; çünkü bakım nafakası sadece ebeveynin üstlendiği bir yükümlülüktür. Ancak, babanın öldüğü durumlarda, Türk Medeni Kanunu’nun 364 ve 365. maddelerinde düzenlenen yardım nafakası talebi ile birlikte dava açılabilir.
Birden fazla kişi hakkında babalık davası açılabilir ve bu dava aynı anda ya da ardışık olarak gerçekleşebilmektedir. İspat açısından üçüncü şahıslar da dava sürecine dahil edilebilir. Eğer birden fazla kişiye karşı dava açıldıysa, hakim hangi dosyayı önce ele alacağı konusunda kendi incelemesi sonucunda karar verir. Hakim, dosyaları tek tek incelerken, her bir dosyadaki baba olma ihtimali olan kişi ile çocuk arasındaki ilişkiyi ayrı ayrı inceleyerek değerlendirir.
Babalık Davasında İspat ve Deliller
Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflar hakkını dayandırdığı olguları ispatlamalıdır. Bu yüzden babalık davası açan taraf yani anne veya çocuk tarafından baba olduğu iddia edilen şahsın babalığının ispatı gerekmektedir. Kanun koyucu ispatı zor olan bu söz konusu durumu kolaylaştırmak için babalık karinesi kurumunu getirmiştir. Babalık karinesine göre davalı, çocuğun doğumundan önceki 180 ila 300 gün arasında anneyle cinsel ilişkiye girmiş ise bu durumun babalık için karine oluşturulacağı kabul edilmiştir. Davacı tarafından bu ilişkinin varlığını kanıtlamak için her türlü delil kullanılabilir. İşte babalık davasında kullanılan bazı delil ve ispat yöntemleri:
DNA Testi : Babalık davasında en yaygın kullanılan yöntemlerden biri DNA testidir. DNA testi, çocuğun biyolojik babası hakkında kesin bir sonuç vermektedir. Bu test, tarafların kan örneklerini alınarak kişiler arasındaki genetik incelemelerin yapılmasıyla babalık ilişkisi belirlemektedir. Bu test, %99,9 doğruluk oranı ile sonuç verir.
Tanıklar : Tanıklar, mahkemeye çocuğun babasını doğrulayan veya reddeden ifadelerde bulunabilir. Örneğin, aile üyeleri, komşular veya arkadaşlar tanıklık yapabilir. Ancak tanıkların güvenilirliği ve bağımsızlığı önemlidir.
Yazılı Deliller : Babalık ilişkisini destekleyen yazılı deliller sunulabilir. Bunlar arasında mektuplar, e-postalar, mesajlar veya diğer belgeler yer alabilir.
Tıbbi Kayıtlar : Doğum kayıtları, hastane kayıtları veya sağlık raporları da babalık davasında kullanılabilir. Özellikle doğum anında yapılan kayıtlar önemlidir.
Karinelere Dayalı İspat : Türk Medeni Kanunu, babalık ile ilgili bazı karineler belirlemiştir. Örneğin, çocuk evlilik içerisinde dünyaya gelmişse babası, annesinin kocasıdır. Bu karineler, mahkeme tarafından değerlendirilir.
Baba ve Çocuğun İlişkisi : Baba ve çocuğun arasındaki ilişki de bir delil olarak kabul edilebilir. Bu, aile fotoğrafları, mektuplar veya diğer kanıtlarla desteklenebilir.
Tarafların avukatlarının yukarıda saymış olduğumuz delilleri mahkemeye sunması durumunda hakim bu delilleri değerlendirmektedir. Mahkeme, soybağının kurulması için titizlikle çalışmakta ve adil bir sonuca ulaşmaya çalışmaktadır.
Babalık Davasında DNA Testinin Rolü
Çocuk ile baba arasındaki biyolojik bağın tespitinde DNA testi son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır ve önemli bir tespit aracıdır. Zira neredeyse kesin sonuç veren bu test, babalık davası gibi soy bağının belirlenmesine ilişkin davalarda, büyük bir ispat kolaylığı sağlamaktadır.
Hukukumuzda çocuk ile anne arasındaki soy bağı, doğum ile kurulur. Çocuk, evlilik birliği içerisinde doğmuş ise, karine olarak kocanın baba olduğu kabul edilir. Fakat gerçek hayattaki durum her zaman böyle olmayabilir. Zaman zaman, birtakım şüpheli durumların olduğunu düşünen kişiler, çocukların kendilerinden olup olmadığının tespiti için, DNA testi yaptırmayı isteyebilmektedirler.
İddiaların İspatı veya Reddedilmesi: DNA testi, davacının biyolojik baba olduğunu iddia ettiği durumda bu iddiayı desteklemek için veya davalının bu iddiayı reddettiği durumda bu reddi çürütmek için kullanılabilir.
Yüksek Doğruluk: Test sonuçları laboratuvarlarda örneğin verilmesinden sonra ortalama 10 iş günü içinde ve %99.99 kesinlikle sonuçlanmaktadır. Bu testlerin sonuçların güvenilir olduğunu gösterir.
Genetik Uyumun İncelenmesi: DNA testi, çocukla iddia edilen babanın genetik uyumunu inceleyerek biyolojik ilişkiyi belirler. Bu, belirli genetik özelliklerin paylaşılmasıyla mümkündür.
Mahkeme Kararını Etkileyebilir: DNA testi, mahkeme tarafından ciddi şekilde değerlendirilir ve genellikle babalık davasında önemli bir delil olarak kabul edilir. Mahkeme, genetik test sonuçlarına dayanarak babalık ilişkisinin varlığını veya yokluğunu hükme bağlayabilir.
Gönüllü veya Mahkeme Kararıyla Yapılabilir: Mahkeme kararıyla değiştirilmediği sürece çocuğun velayeti, anne ve babaya aittir ve birlikte kullanılır. Buna göre çocuğun temsili de anne ve baba tarafından birlikte gerçekleştirilmelidir. Diğer bir ifadeyle, çocuk adına yapılacak hukuki işlemlerde her iki ebeveynin de rızasının bulunması gerekir. Durum bu olmakla beraber, uygulamada, özel laboratuvarların çoğunda, anne veya babanın birisinin izni ile DNA testi işlemi gerçekleştirilebilmektedir. Burada özel laboratuvarlar eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığı karinesine dayanmaktadırlar. Fakat eşlerden herhangi birinin DNA testi yapılmasına açıkça karşı olması ve/veya izin vermemesi durumunda, hukuken özel laboratuvarlar aracılığıyla DNA testi yapılması mümkün olamayacaktır.
Yasal Prosedürlere Uygunluk: DNA testi, genellikle belirli yasal prosedürlere tabidir. Mahkeme, uygun akreditasyonu olan bir laboratuvardan alınmış resmi bir test sonucunu kabul eder.
Babalık davasında DNA testi, bilimsel ve objektif bir yöntem olduğu için genellikle mahkemeler tarafından önemsenmektedir. Ancak, hukuki prosedürler ve testin geçerliliği konusunda yerel yasalara uygunluk önemlidir.
Babalık Davasında Tanık Beyanlarının Rolü
Davada yalnızca tanık beyanlarına dayanılmış olsa dahi hakim tarafından detaylı inceleme yapılabilir ve tarafların DNA testine tabii tutulmalarına hükmedilebilir. Babalık davasında yalnızca tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulması mümkün olamamaktadır. İşte tanık beyanlarının babalık davasındaki rolü:
Doğrulama ve Reddetme: Tanıklar, çocuğun biyolojik babasının kim olduğunu doğrulayan veya reddeden ifadelerle mahkemeye bilgi sunabilir. Bu, ilişkinin doğruluğunu veya yanlışlığını belirleme açısından önemlidir.
Olayları ve İlişkileri Açıklama : Tanıklar, çocuğun doğduğu dönemdeki olayları, ilişkileri ve çevreyi açıklayabilir. Bu, mahkemeye biyolojik baba olma iddiasının desteklenmesi veya çürütülmesi için önemli bir bağlam sağlar.
Gözlemler ve İfadeler : Tanıklar, doğrudan gözlemleri ve yaşanan olaylarla ilgili ifadeleri paylaşabilir. Bu gözlemler, çocuğun biyolojik babasının kim olduğunu belirleme sürecinde kritik bir rol oynar.
İlişkiye Tanık Kişiler : Çocuğun biyolojik babası olduğunu iddia eden kişi, tanıdığı ve ilişkisini bilen kişileri mahkemede tanık olarak çağırabilir. Bu tanıklar, ilişkinin doğası, süreci ve diğer önemli detaylar hakkında bilgi verebilir.
İnanılırlık ve Güvenilirlik : Tanıkların ifadelerinin inandırıcı ve güvenilir olması önemlidir. Tanık, tanığı olduğuna ilişkin bilgilerini aktarırken aslında hakimin zihninde olayı yeniden canlandırmakta ve olaya ilişkin bir kanaate ulaşmasına zemin hazırlamaktadır. Aksi yönde ciddi ve inandırıcı deliller ortaya konulmadıkça tanığın doğru söylediği kabul edilmektedir.
Mahkeme Kararını Etkileme : Tanık beyanları, mahkemenin babalık davasındaki kararını etkileyebilir. Mahkeme, tanıkların ifadelerini ve sundukları delilleri değerlendirerek nihai kararını verir.
Tanık beyanları, hukuki süreç içinde tarafların argümanlarını destekleme veya çürütme potansiyeline sahiptir. Ancak, mahkemeler, tüm delilleri dikkatlice değerlendirir ve adil bir sonuca ulaşmak için tanık beyanlarına dikkat eder. Babalık davasında yalnızca tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulması mümkün değildir. Sürecin sürüncemede bırakılmaması adına mutlaka DNA testi gerçekleştirilmesi talep edilmeli ve bu testin de usulüne uygun bir şekilde alınması sağlanmalıdır.
Babalık Davasında Kayyım Nasıl Atanır?
Babalık davasında çocuk için atanan kayyım onun adına davayı açar. Davada çocuğu bizzat kayyım temsil eder. Eğer davayı anne açmışsa çocuğun davada temsili için yine bir kayyım atanacaktır. Kayyım atamaları Sulh Hukuk Mahkemelerince yapılır. Özellikle anne yasal temsilci olarak görev yaparken, bu tür bir dava söz konusu olduğunda, çocuğun haklarının tam olarak korunabilmesi için bir kayyımın atanması zorunlu hale gelir.
Çocuk adına açılan babalık davasında, kayyım çocuğun temsilcisi olup davayı onun adına yürütmektedir. Eğer davayı çocuğun annesi açmışsa, çocuğun mahkemedeki temsili için ayrıca bir kayyım atanması gerekecektir. Kayyım atama işlemleri sulh hukuk mahkemeleri tarafından yerine getirilir. Medeni Kanun, vesayet makamından bahsederken bu tür atamaların Sulh Hukuk Mahkemelerince yapıldığını belirtir. Çocuk için kayyım atanmasında yetkili mahkeme, çocuğun yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Kayyım atamalarında genellikle vasinin atanması ile ilgili işlemler benimsenir. Babalık davasında çocuk için atanacak kayyım, yalnızca atandığı davayla sınırlı olarak görev yapar. Bu süreçte, kayyımın atanması, çocuğun hukuki süreçte doğru bir şekilde temsil edilmesini ve haklarının en iyi şekilde savunulmasını sağlar. Böylece babalık davası, çocuğun yararına olacak şekilde yürütülebilir ve adil bir karara varılmasına katkıda bulunur.
DİKKAT : Bu durum, annenin velayet hakkını yitirdiği anlamına gelmez; anne velayet hakkını kullanmaya devam eder, ancak babalık davası süresince çocuğun temsil yetkisi kayyıma geçer.
Babalık Davasında Annenin Mali Hakları
Anne, babalık davası ile birlikte veya babalık davasından ayrı olarak taleple, baba ve mirasçılarından aşağıda sayılan giderlerinin karşılanmasını isteyebilir:
- Doğumdan kaynaklanan giderler.
- Doğumdan önceki 6 hafta ve doğumdan sonraki 6 haftalık geçinme giderleri.
- Nafaka talepleri babalık davasının eki niteliğindedir. Ayrıca nispi harca gerek yoktur. Ret ya da kabul nedeniyle taraflara vekalet ücreti de ödenmez.
- Gebelikten ve doğumdan kaynaklanan diğer giderler
- Çocuk ölü doğmuş olsa dahi hâkim sayılan giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
- Üçüncü kişiler tarafından veya sosyal güvenlik kuruluşları tarafından anneye yapılan yardımlar ve ödemeler, hakkaniyet şartları dahilinde tazminattan indirilir.
DİKKAT : Yeni TMK da eski TMK’dan farklı olarak manevi tazminat düzenlenmemiştir. Bu sebeple bu davanın kabul edilmiş olması anneye manevi tazminat verilmesini gerektirmez. Babalık davası ile birlikte manevi tazminatta istenmişse bu talep aile mahkemesince tefrik edilir. Zira, bu isteğin yasal dayanağını Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Bu nedenle de görevli mahkeme Aile Mahkemesi olmayıp genel mahkemeler olmaktadır.
Sonuç
Yukarıda ana başlıklar halinde ele aldığımız babalık davasının hangi süreçlerden geçtiğini ve sonucuna etki eden noktaların neler olduğunu açıklamaya çalıştık. Bahse konuların dikkatli bir şekilde ele alınarak mahkeme önünde ispat edilmesine ihtiyaç vardır. Kişi somut durumda haklı olsa ve açacağı dava lehine sonuçlanacak olsa da, haklılığını hukuki boyuta taşıyamadığından ve elinde lehine olan araçları doğru bir şekilde yansıtamadığından dolayı mağdur olabilmekte, hak kaybı yaşayabilmektedir. Hem bu hak kaybının önüne geçilebilmesi adına, hem de olabilecek maksimum hızda talebinizin sonuçlanması adına bizimle İLETİŞİM geçiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00