Gaiplik Kararı ve Sonuçları
İçindekiler
- 1 Gaiplik Kararı Nedir ?
- 2 Gaiplik Kararını İsteyebilecek Olan Kişiler
- 3 Gaiplik Durumunda Yasal Bekleme Süreleri
- 4 Gaiplik Kararı Nasıl İstenir ?
- 5 Gaiplik Kararı Verilmesinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 6 Gaiplik İlanı Nasıl Yapılır?
- 7 Gaiplik Kararı Sonrası Kütükte Yapılacak İşlemler
- 8 Gaiplik Kararının Sona Ermesi
- 9 Gaiplik Kararının Hüküm ve Sonuçları
- 10 Ölüm Karinesi ve Gaiplik Farkları Nelerdir?
- 11 Sonuç
- 12 İletişim Bilgileri
Gaiplik Kararı Nedir ?
Gaiplik kararı, ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş veya kendisinden uzun bir süre haber alınamayan ve ölme olasılığı yüksek olan kişilerin kişiliğine, mahkeme kararı ile son verilmesi durumudur. Kural olarak bir kişi hakkında ölüm kararı verilebilmesi için kişinin cansız bedenine ulaşılması gerekmektedir. Ancak öyle bazı durumlar vardır ki; bu durumlarda kişinin cansız bedenine ulaşılamadığı ve o kişinin hayatta olduğunu gösteren bir emarenin de bulunmadığı durumlar yaşanabilmektedir. İşte bu tür durumlar için Türk Medeni Kanunu’nda gaiplik müessesesi düzenlenmiştir. Gaiplik kararı, Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu maddede; ”Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.” gaiplik kararı alınabilmesinin koşulları düzenlenmiştir. Buna göre, gaiplik kararı alınabilmesi için;
- Hakkında gaiplik kararı alınacak kişi ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamıyor olmalı ve bu kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık olmalıdır.
- Yasal bekleme süreleri geçmelidir.
- Hakları bu ölüme bağlı olanlar tarafından başvuru yapılmalıdır.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Türk Medeni Kanunu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Gaiplik Kararını İsteyebilecek Olan Kişiler
Türk Medeni Kanunu’nda gaiplik davası açmaya yetkili olanlar “hakları bu ölüme bağlı olanlar” şeklinde düzenlenmiştir. Bu kişiler;
- Hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin eşi
- Hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin yasal veya atanmış mirasçıları
- Belirli mal vasiyeti alacaklıları
- Eşyası üzerinde gaip lehine intifa veya oturma gibi sınırlı ayni hak kurulmuş kişi,
- Vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak sayılmaktadır.
Bununla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 588. maddesine göre hazine, belirli koşullarda gaiplik kararı verilmesini isteyebilir. Söz konusu maddede bu durum; “Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin mal varlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Gaiplik Durumunda Yasal Bekleme Süreleri
Bekleme süreleri, kişinin gaip sayılmasına neden olan olaya göre değişmektedir. Buna göre;
- Ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda ölüm tehlikesinden itibaren en az 1 yıl,
- Uzun zamandan beri haber alınamama durumunda son haber alma tarihinden itibaren en az 5 yıl geçmesi gerekmektedir.
Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır. Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.
Gaiplik Kararı Nasıl İstenir ?
Gaiplik kararı istemi dava yoluyla kullanılmalı ve mahkemeye başvurulmalıdır. Hakları bu ölüme bağlı olan kişiler, yasal bekleme sürelerine dikkat etmek koşuluyla gaiplik kararı istemiyle dava açabilirler.
- İlk olarak HMK’ya uygun bir dava dilekçesi düzenlenmeli, dilekçe görevli ve yetkili mahkemeye hitaben yazılmalıdır.
- Dava açan kişi, kanunda belirtilen sürelere uygun olarak davayı açmalıdır, eğer dava süreye uygun açılmazsa mahkeme usulden red kararı vermektedir.
- Dilekçe düzenlenirken dilekçe ekine sunulması gereken deliller eklenmelidir. Görevli ve yetkili mahkemenin bulunduğu adliyede tevzi bürosuna başvurarak davayı açabilecektir.
- Dava açılırken mutlaka mahkemenin tevzi bürosuna davanın masrafları ile harçları da yatırmalıdır.
Dava açılmasına dair genel prosedür bu şekilde olmakla birlikte herhangi hukuki bir hata yapılmaması adına mutlaka uzman bir avukattan vekillik hizmeti almanızı tavsiye etmekteyiz.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Gaiplik Dava Dilekçe Örneği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Gaiplik Kararı Verilmesinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
Gaiplik kararı, çekişmesiz yargıya konudur. Çekişmesiz yargı işlerinde eğer özel bir düzenleme bulunmuyorsa görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleri’dir. Gaiplik kararı verilmesinde görevli mahkeme de sulh hukuk mahkemesidir. Gaiplik kararı verilmesinde yetkili mahkeme ise TMK 32. maddesinin ikinci fıkrasında ki hükmüne göre; “Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.“ Bu düzenlemelere göre gaiplik davası açılacak mahkemenin, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Gaiplik İlanı Nasıl Yapılır?
Mahkeme, gaipliği düşünülen kişi için dava açıldığında, konu hakkında bilgi sahibi olabilecek kişilerin önemli bilgileri paylaşmaları amacıyla belirli bir süre zarfında ilana çıkar. Bu ilan, kayıp kişinin en son bilinen yerel çevresindeki gazetelerde yayınlanır. Gaiplik ilanı, kayıp olan kişinin en son bulunduğu alanda yaygın olarak okunabilen gazeteler aracılığıyla hem toplumu hem de muhtemel bilgi sahiplerini bilgilendirmek amacı taşımaktadır. İlk ilanın yayınlandığı tarihten itibaren en az altı ay beklenmelidir. En az iki kez ilan yapılmalıdır. Bu süreç, hem kayıp kişinin hukuki durumunun netliğe kavuşturulması hem de yakınlarının hukuki haklarının korunması açısından önemli bir süreçtir.
Gaiplik Kararı Sonrası Kütükte Yapılacak İşlemler
Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi sonucunda kütükte yapılacak değişiklikler TMK’da şu şekilde düzenlenmiştir; “Gaiplik kararı, hakimin bildirmesi üzerine, ölüm kütüğüne kayıt olunur.” Hükme göre kişinin ölüm kütüğüne kaydedilebilmesi için hakimin kararı gerekmektedir.
Gaiplik Kararının Sona Ermesi
Gaiplik kararını sona erdiren iki hal bulunmaktadır. Bu hallerden birincisi kişinin ortaya çıkması, ikincisi ise kişinin ölümünün tespit edilmesidir. Hakkında gaiplik kararı verilecek kişi, ilan süresi dolmadan ortaya çıkar veya ölümü tespit edilirse gaiplik istemi düşmektedir.
Gaiplik Kararının Hüküm ve Sonuçları
Gaiplik kararının nasıl bir etki doğuracağı TMK’nın 35. maddesinde “İlandan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.” şeklinde düzenlenmiştir. Kanun’dan da anlaşılacağı üzere nerede olduğu, yaşayıp yaşamadığı belirli olmayan bu kişi, hukuken ölmüş gibi varsayılmaktadır. Dikkat edilmesi gereken husus, aradan geçen süre dikkate alınmaksızın, kararın verildiği tarihten itibaren değil; tehlike arz eden olayın gerçekleştiği veya son haber alma tarihinden itibaren geçmişe etkili olarak gaiplik kararının yürürlükte olduğudur. Gaibin kişiliğinin sona ermesi için gaiplik kararı mahkeme tarafından 10 gün içinde o yerin nüfus müdürlüğüne bildirilir ve gaiplik kararı nüfus memurlarınca aile kütüğüne tescil edilir.
Gaiplik Kararının Aile Hukukuna İlişkin Sonuçları
Gaiplik kararının evliliğe etkisi durumu TMK’nın 131. maddesinde düzenlenmiştir;
“Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir.”
Gaibin eşi evliliği feshettirmediği sürece evlilik devam eder. Bu sebeple gaip tekrardan çıkıp gelirse yeniden evlenmelerine gerek kalmaz.
Kocanın gaipliğine karar verilmesi halinde kadının uyması gereken iddet müddeti süresi bulunmaktadır. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Belirtilen bu üç yüz günlük süreye “iddet müddeti” denilmekte olup ayrıca mahkeme tarafından kaldırılması da mümkündür. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde 300 günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “İddet Müddeti Nedir?” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Gaiplik Kararının Miras Hukukuna İlişkin Sonuçları
Gaiplik kararının miras hukukuna ilişkin sonuçları aşağıdaki gibidir.
Gaibin Miras Bırakan Olması
Gaiplik kararı ile gaibin malvarlığı mirasçılarına geçmektedir. Gaiplik kararı kesinleştikten sonra gaibin mirasının mirasçılarına geçebilmesi için mirasçılarının güvence vermesi gerekmektedir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 584. maddesinde düzenlenmiştir;
“Hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimsenin mirasçıları veya mirasında hak sahibi olan kişiler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden önce bu malları ileride ortaya çıkabilecek üstün hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilişkin güvence göstermek zorundadırlar. Bu güvence, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumunda on beş yıl ve her hâlde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar geçecek süre için gösterilir. Beş yıl, tereke mallarının tesliminden; on beş yıl, son haber tarihinden başlayarak hesaplanır.”
Bu güvence olarak gösterilen malların gaibin çıkıp gelmesi durumunda geri verilmesi konusu olmaktadır. Bu durum ise Türk Medeni Kanunu’nun 585. maddesinde düzenlenmiştir.
“Gaip ortaya çıkarsa veya üstün hak sahibi olduklarını ileri sürenler bu sıfatlarını ispat ederlerse, tereke mallarını teslim almış olanlar, aldıkları malları zilyetlik kuralları uyarınca geri vermekle yükümlüdürler. İyi niyetli olanların üstün hak sahiplerine geri verme yükümlülükleri, miras sebebiyle istihkak davasına ilişkin zamanaşımı süresine tâbidir.”
Gaibin Mirasçı Olması
Gaibin mirasçı olması durumu Türk Medeni Kanunu’nun 586. maddesinde hükme bağlanmıştır.
“Ortada bulunmayan ve mirasın açıldığı anda sağ olup olmadığı ispat edilemeyen mirasçının miras payı resmen yönetilir. Mirasın açıldığı anda ortada bulunmayanın sağ olmaması hâlinde onun miras payı kendilerine kalacak olanlar, gaipliğe ilişkin sürelere ve usule uyarak o kimsenin gaipliğine karar verilmesini ve miras payının kendilerine teslimini isteyebilirler. Miras payının teslimi, gaipliğine karar verilen kimsenin mirasının mirasçılara teslimine ilişkin kurallara tâbidir.”
Eğer ki hayatta olup olmadığı bilinmeyen kişinin miras payı 10 yıldır resmen idare ediliyorsa veya bu sürenin 10 yılı bulmamasına rağmen idare edilen kişi 100 yaşına gelmişse hazine, mahkeme yoluyla bu kişinin gaipliğini isteme hakkına sahiptir. Bu talep hakkı sadece hazineye aittir. Mahkeme bunu ilan edene kadar geçen ilan süresi içinde kişi tekrar çıkıp gelmezse malları devlete geçer.
Devletin herhangi bir güvence vermesi söz konusu değildir. Mahkeme gaipliği ilan ettikten sonra gaip ortaya çıkarsa devlet gaibin mallarını olduğu gibi geri vermekle mükelleftir. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 588. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Gaibin Hem Mirasçı Hem Miras Bırakan Olması
Gaibin hem miras bırakan hem de mirasçı olması Türk Medeni Kanunu’nun 587. maddesinde düzenlenmiştir.
“Gaibin mirasçıları tereke mallarını teslim aldıktan sonra gaibe bir miras düşerse, ona düşen miras payı gaiplik sebebiyle kendilerine kalacak olanlar, ayrıca bir gaiplik kararı almak zorunda kalmaksızın bu miras payının teslimini isteyebilirler. Gaibe düşen miras payını teslim alanların elde ettikleri gaiplik kararına aynı şekilde gaibin mirasçıları da dayanabilirler.”
Ölüm Karinesi ve Gaiplik Farkları Nelerdir?
Ölüm karinesi, ölüme ilişkin adi bir kanuni karinedir. Kesin bir ölüm tehlikesi içinde kaybolan ve cesedine ulaşılamayan kişi hakkında bu karinenin oluşması söz konusu olacaktır. İlk bakışta gaiplik ile çok benzer bir kurum gibi durmaktadır. Fakat bu iki kurum usul, esas ve sonuçları bakımından oldukça farklıdırlar. Bu farkları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
- Ölüm karinesinde kişinin durumuna kesin olarak öldü gözüyle bakılmaktadır. Fakat gaiplik için kuvvetle muhtemel ölmüş olma ihtimalinin varlığı aranmaktadır.
- Ölüm karinesinden bahsedilebilmesi için herhangi bir sürenin geçmiş olması şartı aranmaz. Fakat gaiplikte bu yönde karar verilebilmesi için belli süre şartları aranmaktadır.
- Ölüm karinesinde her ilgili, tespit davası açarak mahkemenin vereceği karara göre bu hususu nüfus kaydına işletebilir. Bununla birlikte o yerin mülki amirine ilgililerce başvurularak kişinin nüfus kütüğüne ölüm karinesi dolayısıyla ölüm kaydı düşürtülebilir. Gaiplikte ise talepte bulunma hakkı yalnızca hakları ölüme bağlı kimselere tanınmıştır. Yani ölüm karinesi için talepte bulunabilecekler daha geniş bir kitledir.
- Ölüm karinesi, açılacak bir tespit davası veya başvurulacak mülki amir kararıyla ortaya konulabilmektedir. Buna karşın, gaiplik kararı ancak mahkeme tarafından verilebilir.
- Bir kişinin nüfus kütüğüne ölüm karinesi dolayısıyla ölüm kaydı işlenmesi ile birlikte evlilik birliği kendiliğinden son bulacaktır. Gaiplik kararında ise böyle bir durum söz konusu değildir. Ancak eşin bu yönde istemde bulunması ile birlikte mahkemenin bu yönde vereceği bir karar neticesinde evlilik birliği son bulacaktır.
- Ölüm karinesi durumunda, bu hususun nüfus kütüğüne işlenmesine müteakip miras açılacak ve mal paylaşımı kişi ölmüşçesine gerçekleştirilecektir. Gaiplikte ise durum farklıdır. Orada da miras açılacaktır. Fakat farklı olarak güvence karşılığı teslim ve geri verme hükümleri devreye girecektir.
- Ölüm karinesi durumunda sonradan ortaya çıkan kişi, paylaşılan mallarını mirasçılarından sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak geri isteyebilecektir. Gaiplik durumunda paylaşılan malların ortaya çıkan kişi tarafından geri istenmesi ise mirasçılara istihkak davası yöneltilmesi ile mümkün olacaktır.
Sonuç
Gaiplik kararı, başta hakkında gaiplik kararı alınan kişi hakkında ve daha sonra da bu kişinin eşi ve diğer mirasçıları hakkında ciddi ve önemli sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçlar çerçevesinde miras paylaşımı yapılmaktadır. Görüldüğü üzere gaiplik kararının alınması, detay arz etmektedir. Sürecin sağlıklı bir biçimde işletilebilmesi için bizimle İLETİŞİM geçiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00






