Temyiz Kanun Yolu Nedir?
İçindekiler
- 1 Temyiz Nedir?
- 2 Temyiz Edilebilecek Kararlar Nelerdir?
- 3 Temyiz Başvuru Süresi
- 4 Temyiz Harcı ve Temyiz Giderleri
- 5 Temyiz Başvuru Sınırı Nedir?
- 6 Temyiz İncelemesinin Aşamaları
- 7 Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar Nelerdir?
- 8 Yargıtay Bozma Kararına Karşı Mahkemece Verilen Direnme Kararı
- 9 Temyiz Hakkından Feragat Edilebilir mi?
- 10 Temyiz Başvurusunun İcraya Etkisi ve Tehiri İcra
- 11 Temyiz ve İstinaf Arasındaki Farklar Nelerdir?
- 12 Sonuç
- 13 İletişim Bilgileri
Temyiz bir dava sonucunda tarafların veya her iki tarafın, hem ilk derece mahkemesi hem de istinaf mahkemesi tarafından verilen kararı haksız veya hatalı bulduğunda kullanabileceği bir yasal yol olarak öne çıkar. Temyiz, hukuk davalarının sonuçlarının daha yüksek bir yargı mercii olan Yargıtay’da incelenmesi amacıyla yapılan bir başvuruyu ifade eder. Temyiz başvurusu, daha yüksek bir yargı mercii olan temyiz mahkemesi veya temyiz yolu olarak adlandırılan bir süreçle değerlendirilir.
Temyiz, hukukun adaleti sağlama misyonunun bir parçasıdır ve hatalı veya haksız kararların düzeltilmesine yardımcı olur. Ancak, temyiz süreci her dava için otomatik olarak uygulanmaz. Hangi davaların temyiz edilebileceği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) tarafından belirlenmiş ve sınırlandırılmıştır.
Hukuk davalarında verilen kararlar her zaman taraflar veya adalet arayışındaki bireyler için tatmin edici olmayabilir. İşte bu noktada “temyiz” kavramı devreye girer. Temyiz, hukuk sistemlerinin ayrılmaz bir parçasıdır ve davaların sonuçlarına Yargıtay nezdinde itiraz etme hakkını sunar. Bu sürecin önemi, hukuk dünyasında adaletin sağlanmasına önemli bir katkı sağlar.
Temyiz, İstinaf Mahkemesi tarafından verilen nihai kararların hukuka uygunluğunun denetlendiği bir kanun yoludur (HMK m.361). Temyiz başvurusu üzerine hukuki denetim, bir yüksek mahkeme olan Yargıtay tarafından yapılır.
İstinaf mahkemesi tarafından istinaf incelemesi sonucunda verilen nihai karara karşı, belli yasal koşullar varsa, temyiz incelemesi için Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Böylece üç dereceli bir inceleme sistemi kurularak hukuk davaları neticesinde verilen kararın yeterince denetlenmesi sağlanmak istenmiştir.
“Ceza Temyiz Kanun Yolu” başvuru şartları Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), hukuk davaları için temyiz kanun yolu başvuru şartları ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Ceza Muhakemesi Kanunu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Hukuk Muhakemeleri Kanunu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Temyiz Nedir?
Temyiz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 361. Maddesinde hukuki dayanağını bulan ve Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından verilen nihai kararların hukuka uygunluğunun denetlendiği bir kanun yoludur. Temyiz kanun yolu bu yönüyle hükmün kesinleşmesinden önce son aşamayı oluşturmaktadır. Temyiz mahkemesi ise adli yargıda en üst yargı mercii olan Yargıtay’dır.
Temyiz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. Maddesi tarafından düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından verilen nihai kararların hukuka uygunluğunun denetlendiği bir kanun yoludur. Bu süreç, hükmün kesinleşmesinden önceki son aşamayı temsil eder. Temyiz başvuruları, en üst yargı mercii olan Yargıtay’da incelenir.
Dolayısıyla temyiz incelemesinde, istinaf mahkemesi tarafından verilmiş karar yalnızca hukuki yönden denetlenir ve kanunun doğru uygulanıp uygulanmadığı incelenir. Bir başka deyişle temyiz kanun yolu incelemesinde istinafta olduğu gibi bir tahkikat aşaması gerçekleşmez, delil toplanamaz, tanık dinlenemez. Dolayısıyla temyiz incelemesinin hukukta içtihat birliğini ve yargı yeknesaklığını sağlama amacı güttüğü söylenebilir. Zira temyiz incelemesi, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı denetlemekten ibarettir.
Temyiz Edilebilecek Kararlar Nelerdir?
Usul ekonomisi ilkesi gereği her türlü karar için temyiz başvurusu yapılamaz. Kanunda, temyiz edilebilecek kararlar konusunda belirli sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırlamaların amacı, çok küçük miktarlarda olan davaların bile Yüksek Mahkeme’ye taşınarak gereksiz bir yargı yükünün oluşmasını önlemektir.
Hangi Kararlar Temyiz Edilebilir?
Dolayısıyla bu hükümde geniş bir kapsam belirlenmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyizi kabil olmayan kararları dışındaki tüm kararlar temyiz edilebilecektir. Bu sebeple temyize kabil olmayan kararların bilinmesi önem taşımaktadır.
Hangi kararların temyiz edilebileceği Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. Maddesi’nde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyize kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Dolayısıyla, bu maddede yer alan düzenleme gereğince Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilemeyecek kararları dışında kalan tüm kararlar temyiz edilebilecektir. Bu yüzden temyiz edilemeyecek kararların bilinmesi oldukça önemlidir.
Hangi Kararlar Temyiz Edilemez?
Temyiz yolu kapalı olan kararlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. Maddesinde sınırlı sayıda sayılmıştır. Söz konusu hükme göre istinaf mahkemesinin vermiş olduğu aşağıdaki kararlar kesin olup bu kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulamaz;
İstinaf mahkemesi kararlarına karsı temyiz yolu açıktır fakat istisnai durumlarda mevcuttur. Yani istinaf mahkemesi bazı kararlara karşı temyiz yolu açık değildir. HMK ye göre;
- 2025 Yılı için değeri 544.000 TL yi geçmeyen davalara ilişkin kararlar
- Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere HMK 4’üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
- Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar
- Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar
- Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar
- Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar
- Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar
- HMK 353’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar (Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunması halleri)
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, temyiz sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü sınırı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz dilekçesiyle kararı katılma yoluyla temyiz edebilir.
Temyiz Başvuru Süresi
Mahkeme kararlarına temyiz başvurusu yapabilmek için, hükmün tefhim ve tebliğ işlemlerinin tamamlanmasının ardından 2 hafta içinde temyiz yapılabilir. Mahkeme kararının yeniden değerlendirilmesi için bu 2 haftalık süre hak düşürücüdür. Ancak bu süreye hükmün verildiği ilk gün dahil edilmez. Temyiz başvurusu süresi son günü resmî tatil günlerine tekabül ediyorsa, tatilden sonraki ilk iş günü temyiz dilekçesi sunulabilir.
Mahkeme fiilen sürerken, bir hükme vakıf olunmamışsa, mahkeme kararı posta vasıtasıyla tebliğ edilir. Tebliğ işleminin tamamlanmasının ardından, temyiz başvuru süresi de başlamış olur.
Temyiz süresini kaçıran taraf katılma yoluyla temyiz yolunu kullanabilir. Ancak bu durumda asıl temyiz eden feragat ederse ya da başvuru esasa girilmeden reddedilirse katılma yoluyla temyiz de reddedilir.
Temyiz süresi HMK madde 361 de açıklanmıştır.
MADDE 361-
(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
(2) Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.
Bu süre hak düşürücü etkiye sahiptir. Sürenin son günü hafta sonuna yahut resmi tatile denk geliyorsa sonraki ilk iş günü temyize başvurulmalıdır.
Temyiz Harcı ve Temyiz Giderleri
Yargıtay tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için, temyiz harç ve giderlerinin ödenmesi zorunludur. Temyiz giderleri, dava dosyasının Yargıtay’a gönderilmesi, temyiz incelemesinin tamamlanmasının ardından dosyanın yerel mahkemeye iadesi için gereken posta masrafları ve temyiz incelemesi sürecinde Yargıtay’da ve sonrasında yerel mahkemede yapılması gereken tebligatları içerir. Temyiz harçları ise başvuru harcı ile karar ve ilam harcını içerir. Bu ücretlerin eksiksiz ödenmesi, temyiz başvurusunun geçerli sayılabilmesi için gereklidir. Temyiz başvuru harcı 2025 yılı itibari ile 3.033,70.-TL’dir.
Temyiz Başvuru Sınırı Nedir?
Temyiz başvurusu yapabilmek için, dava konusunun belirli bir miktarın üzerinde olması gerekmektedir ve bu miktar her yıl güncellenmektedir. 2025 yılında geçerli olan temyiz başvuru sınırı 544.000 TL olarak belirlenmiştir.
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılabilmesi mümkündür. Ancak, sadece kanunda belirtilen sınırları aşan davaların temyiz incelemesi duruşmalı olarak yapılabilir. 2025 yılında temyiz incelemesinin duruşmalı yapılabilmesi için başvuru sınırı 816.000 TL olarak belirlenmiştir. Yani, bu sınırı aşan davaların temyiz incelemesi duruşma şeklinde gerçekleştirilebilir.
Temyiz İncelemesinin Aşamaları
Yargıtay hukuk daireleri, farklı türdeki davalara göre özel olarak görevlendirilmişlerdir. Temyiz başvurusu yapılan bir dava dosyasının temyiz incelemesi de, davanın niteliğine uygun olarak görevlendirilmiş olan ilgili Yargıtay hukuk dairesi tarafından yürütülür. Örneğin, boşanma davalarının temyiz incelemesi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından yapılırken, iş ve işçilik davalarının temyiz incelemesi Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılmaktadır.
Temyiz incelemesi, Yargıtay tarafından aşamalı bir süreç olarak gerçekleştirilir. İnceleme, aşağıdaki aşamalardan oluşur:
Ön İnceleme Aşaması : Yargıtay ilgili hukuk dairesi, temyiz başvurusu yapılan hukuk dosyasını ön incelemeden geçirir. Bu aşamada, dosyada herhangi bir usul eksikliği olup olmadığı, temyiz süresine uyulup uyulmadığı, harç ve giderlerin yatırılıp yatırılmadığı gibi hususları kontrol edilir. Eğer temyiz süresi geçmişse veya dosyada usul eksikliği varsa, Yargıtay esastan incelemeye geçmeden temyiz başvurusunu reddeder. Ancak, harç veya giderler eksik yatırılmışsa, temyiz başvurucusuna bu eksiklikleri tamamlaması için süre verir.
Esastan Temyiz İncelemesi Aşaması : Ön inceleme aşamasında herhangi bir eksiklik tespit edilmezse, Yargıtay temyiz başvurusunu esastan incelemeye geçer. Bu aşamada, davanın hukuki yönleri, mahkeme kararının hukuka uygunluğu detaylı olarak gözden geçirilir. Yargıtay, temyiz başvurusunda ileri sürülen hukuki iddialara bağlı olmaksızın (re’sen), dosyayı kapsamlı bir şekilde değerlendirir.
Temyiz İncelemesinde Duruşma : Gerekli koşullar sağlandığında, temyiz incelemesi duruşma şeklinde de yapılabilir. Bu durum, belirli davalar için istisnai bir uygulamadır. Bu davaların bir tarafı temyiz veya cevap dilekçesinde duruşma talep etmişse, Yargıtay bir gün belirler ve taraflara davetiye gönderir. Duruşma, sadece bu istisnai durumlarda bir defaya mahsus olarak gerçekleşir.
DİKKAT : Temyiz incelemesi çoğunlukla dosya üzerinden yani duruşmasız olarak yapılmaktadır.
Talep Üzerine Aşağıdaki Belirtilen Davalarda Temyiz İncelemesi Duruşmalı Yapılabilir
- Miktar veya değeri 2025 yılı itibari ile 816.000 Türk Lirasını aşmayan alacağa,
- Tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul kararlarının iptaline,
- Evlenmenin butlanına veya iptaline,
- Boşanma veya ayrılığa,
- Velayete,
- Soy bağına,
- Kısıtlamaya,
- Ayni haklara,
Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar Nelerdir?
Yargıtay, temyiz incelemesi sonucunda bozma, onama, düzelterek onama kararları verebilir. HMK 370. maddeye göre, onama kararı veren Yargıtay, kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır. Kararın esas yönünden doğru ancak kanunun uygulanmasında hata yapılmış olması durumunda, düzeltilerek onama kararı verilebilir. HMK 371. madde ise bozma kararlarının sebeplerini düzenlemektedir. Hukukun yanlış uygulanması, dava şartlarına aykırılık ve yargılama hataları, bozma nedenleri arasında sayılmıştır. HMK 373. madde, Yargıtay’ın bozma kararlarına uyulması veya direnilmesi durumunda izlenecek usulü düzenlemektedir. İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi, bozma kararına uyabilir veya direnme kararı verebilir. Direnme durumunda dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderilir ve Genel Kurul’un kararı bağlayıcıdır. Bu düzenleme, hukuki içtihat birliğinin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.
Yargıtay Onama Kararı
Temyiz incelemesine tabi tutulan karar hukuk normlarına uygun ise, Yargıtay tarafından onama kararı verilir. Onama kararı verilirken onanan kararın hukuk normlarına uygunluk gerekçeleri gösterilmek zorundadır.
Yargıtay Düzelterek Onama Kararı
Temyiz edilen kararın yasaya uygun olması ancak yasanın uygulanmasında hata yapılmış olduğu ve bu husus için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması halinde veya tarafların kimlik bilgilerinde hata, hesap hatası, açık ifade hatası, yazım yanlışları olması halinde veya temyiz edilen kararın yerinde olması ancak gerekçesinin hatalı olması halinde düzelterek onama kararı verilebilir.
Örneğin, kararın temelindeki hukuki nedenler ve sonuçlar doğru olmasına rağmen kararın gerekçesinde yanlışlık varsa, Yargıtay bu gerekçeyi düzelterek kararı onaylayabilir. Ayrıca, yazı veya hesap hataları, avukatlık ücretlerinin yanlış yazılması, tarafların isimlerinin hatalı yazılması veya faiz oranlarının yanlış uygulanması gibi, yeniden yargılama gerektirmeyecek hataların düzeltilmesi amacıyla Yargıtay düzelterek onama kararı verebilir. Bu, dosyanın tekrar mahkemeye gönderilmeden düzeltilmesi gereken küçük hataların düzeltilmesi anlamına gelir.
Yargıtay Bozma Kararı
Yargıtay, istinaf mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine, hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanması, dava şartlarına aykırılık, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi, karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması gerekçeleriyle bozma kararı verebilir.
Adli istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu esastan reddedebilir. Bu durumda, adli istinaf mahkemesi ile ilk derece mahkemesinin aynı kanaatte olmaktadır. Yargıtay’ın bozma kararı, bölge adliye mahkemesinin istinaf başvurusunu esastan reddine dair kararına ilişkinse, adli istinaf mahkemesinin kararı bozma kararı ile kaldırılır, dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilir ve kararın bir sureti de adli istinaf mahkemesine gönderilir.
Adli istinaf mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine incelediği kararı “düzelterek yeniden karar” verebilir veya ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verebilir. Yargıtay’ın bozma kararı, bölge adliye mahkemesinin bu tür kararlarına ilişkinse bozma kararı verilerek dosya yeniden ilgili adli istinaf mahkemesine veya uygun görülecek başka bir adli istinaf mahkemesine gönderilir.
Yargıtay Bozma Kararına Karşı Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.
Yargıtay’ın bozma kararını uygun gören mahkeme bozmaya uyma kararı verir. İlk derece mahkemesinin bozmaya uyma kararına karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
Yargıtay’ın bozma kararını uygun bulmayan ilk derece mahkemesi direnme kararı verebilir.
Direnme kararı verilemeyecek haller:
- Davanın her iki tarafının da bozmaya uyulmasını istemesi halinde direnme kararı verilemez.
- Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay tarafından verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar. Bu davalarda mahkemelerde direnme kararı veremez.
- İlk derece mahkemesinin bozma kararına uyması halinde direnme kararı verilemez.
- Kanun yararına bozma kararına karşı direnme kararı verilemez.
- Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.
BAM kararında direnirse temyiz incelemesi Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılır. Hukuk Genel Kurulu kararına uyulması zorunludur.
Temyiz Hakkından Feragat Edilebilir mi?
Hukuk sistemimizde, mahkeme kararlarından memnuniyetsizlik duyan taraflar için temyiz yolu öngörülmüştür. Bu sayede, üst mahkemeler tarafından alt mahkeme kararlarının hukuka uygunluğu denetlenmekte ve hatalı kararların düzeltilmesi sağlanmaktadır.
Ancak bazı durumlarda, davacı veya davalı, temyiz hakkını kullanmak yerine, temyizden feragat etme yolunu tercih edebilir.
Temyizden feragat, bir davada verilen alt mahkeme kararına karşı temyiz başvurusunda bulunmama seçimidir. Bu seçim, davacının veya davalının kendi iradesiyle ve özgürce yapması gereken bir işlemdir.
Temyizden feragat edilebilmesi için öncelikle temyiz süresinin geçmiş olmaması gerekir. Temyiz süresi, alt mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren başlar ve yasalara göre belirlenir. Bu süre zarfında temyiz başvurusunda bulunulmaması halinde temyiz hakkı düşer ve feragat söz konusu olur.
Bunun dışında, bazı özel durumlarda da temyizden feragat edilebilir. Örneğin, taraflar arasında dava sulhu sağlanması veya karara açıkça rıza gösterilmesi gibi durumlarda da temyiz hakkından vazgeçilebilir.
Temyizden feragat, yazılı olarak yapılmalıdır. Feragat dilekçesi, alt mahkemeye veya temyiz incelemesi yapacak mahkemeye sunulur. Dilekçede, feragat eden tarafın kimlik bilgileri, dava numarası ve feragat edilen karar açıkça belirtilmelidir.
Temyizden feragat edilmesi halinde, alt mahkeme kararı kesinleşir ve değiştirilemez hale gelir. Bu durum, davacı ve davalı için yasal hak ve yükümlülüklerin de kesinleşmesi anlamına gelir.
DİKKAT : Temyizden feragat etmeden önce, bu işlemin geri dönüşü olmayan bir işlem olduğunu ve kararın kesinleşeceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, kararın tüm yönleri dikkatlice değerlendirilmeli ve gerekirse bir avukata danışılmalıdır.
Temyiz Başvurusunun İcraya Etkisi ve Tehiri İcra
HMK 367 maddesine göre;
Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.
Mahkemeler tarafından verilen kararlar, uygulanması veya icra takibi açısından iki kategoriye ayrılabilir: kesinleşmesi gerekenler ve kesinleşmesi gerekemeyenler.
Kesinleşmesi Gerekmeden İcra Edilebilen Kararlar
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367. maddesine göre temyiz, bu tür kararların icrasını durdurmaz. Yani, bu tür kararların icra edilebilmesi için kararın kesinleşmesini beklemek gerekmez. Ancak, İcra ve İflas Kanunu’nun 36. maddesi, bu kuralı istisna tutar. Buna göre, kararı temyiz eden borçlu, teminat göstererek bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay’dan icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı alabilir. Bu şekilde, borçlu kararın yerine getirilmesini geçici olarak durdurmuş olur ve icra işlemi, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilecek karara kadar ertelenir.
Kesinleşmeden İcra Edilemeyen Kararlar
Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İcra İflas Kanunu ve özel kanunlardaki düzenlemelere tabi olarak kesinleşmeden icra edilemez. Örnek vermek gerekirse; aile hukukuna ilişkin kararlar, kira tespit davalarında verilen kararlar, gayrimenkulün aynına ilişkin kararlar ve hizmet tespitine ilişkin kararlar yer alır.
Bu iki tür karar arasındaki fark, icra işlemlerinin başlatılması sürecinde dikkate alınmalıdır. Kesinleşmesi gereken kararlar için kesinleşme beklenmelidir, ancak kesinleşmesi gerekemeyen kararlar için ilgili düzenlemelere uygun şekilde icra yoluna başvurulmalıdır.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “İcraya Konulamayacak Kararla” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Temyiz ve İstinaf Arasındaki Farklar Nelerdir?
Hukuk sistemimizde, mahkeme kararlarına karşı verilen kanun yolları önemli bir yer tutar. Bu kanun yolları sayesinde hatalı veya hukuka aykırı olduğu düşünülen kararların düzeltilmesi ve adaletin sağlanması amaçlanır. Temyiz ve istinaf, en çok kullanılan kanun yollarından ikisidir. Her ne kadar ilk bakışta birbirine benzeseler de, bu iki yol arasında önemli farklar bulunur.
- İstinaf mahkemesi yerel mahkeme tarafından toplanmamış bir delili toplayabilir, yeniden tanık dinleyebilir veya keşif yapabilir. İstinaf mahkemesi, hukuk veya ceza dava dosyasında mevcut olan ve topladığı diğer tüm delillerle birlikte hukuki denetim de yaparak istinaf incelemesi neticesinde kararını verir. Temyiz ise, Yargıtay’ın istinaf mahkemesi tarafından verilen kararı sadece hukuki yönden denetlemesi anlamına gelmektedir. Yargıtay, temyiz incelemesi ile kanunun olaya doğru uygulanıp uygulanmadığını denetler. Yani, Yargıtay hukuki bir denetim yapar.
- İstinaf, Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM) tarafından incelenir. Temyiz, Yargıtay veya Danıştay tarafından incelenir.
- İstinaf, ilk derece mahkemesi kararını onaylayabilir, düzelterek onaylayabilir, bozabilir veya davayı yeniden görebilir. Temyiz, kararı sadece onaylar veya bozar, ancak yeni bir karar vermez.
- İstinaf sonrası bazı kararlar temyize gidebilir. Temyizden geçen kararlar ise kesinleşir ve uygulanır.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Temyiz Kanun Yolu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Sonuç
Temyiz, mahkeme kararlarının yeniden incelenmesi ve hukuka uygunluk denetiminin sağlanması amacıyla başvurulan önemli bir kanun yoludur. Temyiz sürecinin her aşamasında sizlere profesyonel destek sağlayarak, haklarınızı korumakta ve adil bir sonuca ulaşmanızı sağlamak, temyiz kanun yolu hakkında detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için bizimle İLETİŞİM geçiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat:3 Daire:7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00