Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma
İçindekiler
- 1 Yakalama Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği
- 2 Yakalama
- 3 Gözaltı
- 3.1 Gözaltı Kararını Kim Verebilir?
- 3.2 Gözaltına Alma Kararı Hangi Hallerde Verilebilir ?
- 3.3 Gözaltı Süresi Ne Kadardır?
- 3.4 Gözaltı İşlemi Nasıl Uygulanır?
- 3.5 Gözaltında Nezarethane Koşulları Nasıldır?
- 3.6 Gözaltı Kararına İtiraz Edilebilir Mi?
- 3.7 Gözaltı Tedbiri Ne Zaman Sona Erer?
- 3.8 Gözaltına Alınan Kişi Aynı Soruşturmada Tekrar Gözaltına Alınabilir Mi?
- 3.9 Gözaltındaki Kişinin İfade ve Sorgu Usulü
- 4 İfade Alma
- 5 İletişim Bilgileri
Son dönemlerde meydana gelen gelişmeler doğrultusunda, özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile oturma eylemleri esnasında kolluk kuvvetleri tarafından ya da Cumhuriyet Savcısı kararıyla yapılan gözaltılar, aramalar ve yakalamalar Ceza Muhakemesi Kanun’da düzenlenen koruma tedbirlerini ön plana çıkarmıştır.
Ceza Kanunları, suçlular hakkında uygulanır. Ceza Muhakemesi Kanunu ise suçlu ve suçsuz tespitleri yapılmadan önce başvurulan kanunlar olduğu için, herkes hakkında uygulanabilir. Bu nedenle ceza muhakemesi kanunu, aslında masumların kanunudur. Masum biri için bırakınız cezalandırılmayı, yalnızca soruşturulmak veya haksız yere yargılanmak dahi yıpratıcıdır. Soruşturulmak ya da yargılanmak ağır gelir, yaşam sevincini elinden alır, yorar, uykuları kaçırır, sağlığını bozar, aile düzenini etkiler, hayatını altüst eder.
İlk bölümde “Gözaltı” koruma tedbirini inceleyeceğimiz yazımıza geçmeden önce, Ceza Muhakemesi’nin önemli konu başlıklarından olan koruma tedbirlerinin, adından da anlaşılacağı üzere ceza değil, birer koruma tedbiri olduğunun altını çizmek gerekir. Bu tedbirlerin sınırları yasalarca çizilmiştir ve özüne dokundukları hakların önemi itibariyle Anayasal düzenlemelere konu edilmiştir. Bu nedenle demokratik bir hukuk devletinde bu tedbirlere başvurmanın kural değil, istisna olduğunu önemle belirtmek gerekir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Ceza Muhakemesi Kanunu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yakalama Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği
Cumhuriyet Savcısı’nın bilgi ve emirleri doğrultusunda yürütecekleri adli soruşturma veya görevleri kapsamında kolluk tarafından gerçekleştirilen yakalama, gözaltına alma, muhafaza altına alma ve ifade alma işlemlerinin yürütülmesinde uyulacak usul ve esasları düzenlemesidir. Yakalama, muhafaza altına alma, gözaltına alma ve ifade almada görevli bulunan kolluk kuvvetleri katıldıkları işlemlerle ilgili olarak Yakalama Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadırlar. Bundan dolayı yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliği kapsamında öncelikle kolluk kuvvetine eğitimler verilmektedir.
Yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliği kamu gücünün keyfi ve sınırsız olarak kullanılmaması açısından önem arz etmektedir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yakalama
Yakalama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sayılan şartların varlığı halinde hakim kararı olmaksızın kişilerin özgürlüğünün kısıtlanması şeklinde düzenlenmiş koruma tedbiridir. Kural olarak kolluk tarafından yapılmakta olup belli şartların varlığı halinde herkes tarafından da yakalama yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bir hakim kararı olmaksızın şüphelinin veya sanığın kişi hürriyetini sınırlandırarak kişinin belirli bir yere konmasına yakalama denir. Yakalama yetkisi kural olarak savcı, kolluk amiri ve memurlarındadır. Ancak kişiye suçu işlerken rastlanması ve suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçma olasılığının bulunması veya hemen kimliği belirleme olanağının bulunmaması durumunda herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir. Kolluk görevlilerinin de sınırsız bir yakalama yetkisi bulunmamaktadır. Kolluk görevlileri, yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet Savcısı’na veya amirlerine derhal başvurma olanağı bulunmadığı takdirde yakalama yetkisine haizdir. Yakalama emrinin verilebilmesi için başlıca bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan ilki soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında verilmesi gerektiğidir. Bu şüpheliler hakkında Cumhuriyet Savcısı’nın istemi üzerine, sulh ceza hakimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Yakalama emri en çok ‘kaçak’ durumda olan, kovuşturmanın sonuçsuz kalması için yurt içi veya yurt dışında saklanan kişiler hakkında verilmektedir. Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet Savcı’ları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler. Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet Savcısı’nın istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından düzenlenir. Kolluğun yakalama yapabilmesi için gecikmede sakınca bulunması yeterli değildir, Cumhuriyet savcısına veya amirlerine derhal başvurma olanağının da bulunmaması gerekir. Örneğin devriye gezen bir polis, evden gelen yardım çağrıları, çığlıklar duyarsa eve girmek için savcıdan veya amirinden yazılı bir onay beklemeyecektir. Çünkü bu durumda ‘gecikmede sakınca’ bulunduğu kabul edilir.
Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malullük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir.
Kolluk, kişinin yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar verecek tedbirleri kendiliğinden alır. Bundan sonra yakalanan kişiye sahip olduğu kanuni hakları derhal bildirir. Kolluğun kişiye haklarını bildirmemesi tazminatı gerektirmektedir. Yakalama anında bildirilecekler ‘Susma hakkı, Müdafi yardımından yararlanma hakkı, Yakınlarına haber verme hakkı’ gibi haklardır. Bunun yanında kişiye neden yakalandığı da derhal bildirilir. Yakalama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan kişiler tazminat talep edebilirler
Yakalama Nasıl Yapılır?
Yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliği 5. ve 6. maddesinde yakalama hususu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliği kapsamında kolluk görevlileri;
- Gecikmesinde sakınca bulunan ve Cumhuriyet Savcısı’na veya derhal amirlerine müracaat imkanı olmayan hâllerde; hakkında yakalama emri düzenlenmesi veya tutuklama kararı verilmesi gereken kişileri ya da suçüstü hâlinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hâllerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan şüphelileri,
- Kolluk kuvvetinin kanun ve usul dairesinde verdiği emre itaatsizlik edenleri ve aldığı tedbirlere uymayanları,
- Görev yaparken mukavemette bulunan veya görevinden alıkoymak maksadıyla kolluk kuvvetine zorla karşı koyan ve yakalanmadıkları taktirde hareketlerine devam etmeleri ihtimali bulunan kişileri,
- Haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama emri, yakalama ve tutuklama kararı bulunanları veya kanunla istenilen bir mükellefiyeti yerine getirmedikleri için yakalanması gerekenleri,
- Uyuşturucu ve uyarıcı maddeleri alan, satan, bulunduran veya kullananları,
- Halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk hâlinde başkalarına saldıranları,
- Halkın huzur ve sükûnunu bozanlardan, yapılan uyarılara rağmen bu hareketlerine devam edenlerle, başkalarına saldırıya yeltenenleri ve kavga edenleri,
- Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla belirtilen esaslara uygun olarak, alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu ve uyarıcı madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri,
- Haklarında mahkemece çocuk bakım ve yetiştirme yurtlarına veya benzeri resmi veya özel kurumlara yerleştirilmesine veya yetkili merci önüne çıkarılmasına karar verilen çocukları,
- Usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren veya hakkında sınır dışı etme veya geri verme kararı alınan kişileri yakalayabilmektedir.
Herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilecek durumlar da mevcuttur. Kişiye suçu işlerken rastlanması, suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması ihtimalinin bulunması veya hemen kimliğini belirleme imkânının bulunmamasıdır.
Yakalamaya İtiraz Edilebilir Mi? Kimlerin İtiraz Hakkı Vardır?
Yakalama işlemine itiraz edilebilmesi mümkündür. Ceza Muhakemesi Kanunu m. 91/5’e göre, yakalama işlemine ilişkin savcılığın yazılı emrine karşı Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebileceği düzenlenmiştir. Yakalama emrine karşı itiraz edebilecek kişiler de aynı maddede sayılmıştır. Bu kişiler;
- Yakalanan Kişi,
- Müdafi,
- Kanuni Temsilcisi,
- Eşi,
- Birinci veya ikinci derece kan hısımıdır. Yetkili kişilerin yakalama işlemine itiraz etmesi üzerine yetkili merci olan Sulh Ceza Hakimliği, itirazı 24 saat içerisinde sonuçlandırmalıdır. Yapılan itiraz hakimlik tarafından evrak üzerinden değerlendirilir. İtiraz kanun yoluna ilişkin genel kurallar geçerlidir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Yakalama Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Gözaltı
Kural olarak kişinin doğrudan gözaltına alınmasına karar verilemez. Kişinin önce yakalanması gerekir. Yakalanan kişi Cumhuriyet Savcılığı’nca serbest bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Mevzuat hükümlerince gözaltına alma; kanunun verdiği yetkiye göre, yakalanan kişinin hakkındaki işlemlerin tamamlanması amacıyla, yetkili hâkim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar kanunî süre içinde sağlığına zarar vermeyecek şekilde özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulmasıdır. Gözaltına alma tedbiri ihtiyari olup, her yakalananın gözaltına alınması zorunlu değildir.
Gözaltı Kararını Kim Verebilir?
Gözaltına alma yetkisi kural olarak Cumhuriyet Savcısına aittir. Şüpheliler Cumhuriyet Savcısı’nın yazılı veya sözlü emri ile gözaltına alınabilir. Ancak yasadaki belirli şartların bulunması kaydıyla kolluk amirleri de gözaltına alma kararı verebilir.
Gözaltına Alma Kararı Hangi Hallerde Verilebilir ?
Bir kişinin gözaltına alınabilmesi için; kişinin gözaltına alınmasının soruşturma yönünden zorunlu olması ve bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin olması gerekmektedir. Bu iki şartın aynı anda mevcut olmaması halinde gözaltına alma tedbirinin uygulanması hukuka uygun olmayacaktır.
Somut Delil : Kişinin suçu işlediği yönünde beş duyu organından biri veya birkaçı ile algılanabilecek delildir.
Cumhuriyet Savcısı söz konusu şartların somut dosyada mevcut olması halinde gözaltına alma tedbirinin uygulanmasına karar verebilecektir.
Bireysel Suçlarda Gözaltı Süresi
Gözaltı süresi, şüphelinin yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre 12 saatten fazla olamaz. Gözaltı süresi, kişinin yakalanması anından itibaren hesaplanır. Yani, bireysel suçlarda gözaltı süresi maksimum şu şekilde olacaktır: 24 saat gözaltında kalma+12 saat mahkemeye gönderilme yol süresi=36 saat. Ancak, şüphelinin hakim veya mahkemeye götürülmesi için belirlenen 12 saatlik süre maksimum süre olup her somut olayda bu sürenin ne kadar olması gerektiği mesafeye göre belirlenmelidir.
Toplu Suçlarda Gözaltı Süresi
Toplu suç, aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu ifade eder. Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı bireysel suçlarda 24 saat olan gözaltı süresini, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasını yazılı olarak emir verebilir. Toplu suçlarda 24 saatlik gözaltı süresi, 3 kez ek gözaltı kararı verilerek şüpheli hakkında maksimum toplam 4 gün gözaltına alma işlemi uygulanabilmektedir.
Savcılığın bireysel veya toplu suçlarda gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınan kişiye derhâl tebliğ edilir. Gözaltına alınan kişinin, gözaltı kararına ve gözaltı süresinin uzatılmasına itiraz hakkı vardır.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki tüm suçlarda da yukarıdaki gözaltı süreleri uygulanmaktadır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun Geçici 19. maddesi yürürlükten kalktığından aşağıdaki bazı suçlara da genel gözaltı süreleri uygulanacaktır:
İlgili suçlar şunlardır:
a-) Toplumsal olaylar sırasında işlenen cebir ve şiddet içeren suçlar.
b-) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
- Kasten öldürme (Madde 81, 82), taksirle öldürme (Madde 85),
- Kasten yaralama (Madde 86, 87),
- Cinsel saldırı (Madde 102),
- Çocukların cinsel istismarı (Madde 103),
- Hırsızlık (Madde 141, 142),
- Yağma (Madde 148, 149),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (Madde 188),
- Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (Madde 195),
- Fuhuş (Madde 227),
- Kötü muamele(Madde 232)
c-) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan suçlar.
d-) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlar.
e-) 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununa dayanılarak ilan edilen sokağa çıkma yasağını ihlal etme.
f-) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen suçlar.
Gözaltı Süresi Ne Kadardır?
Gözaltı süresi şüphelinin yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılması gereken süre hariç yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılma süresi ise 12 saatten fazla olamaz. Ancak toplu olarak işlenen suçlarda her biri 1 günü geçmemek ve yazılı olmak koşuluyla gözaltı süresi Cumhuriyet Savcısı tarafından üç gün uzatılabilir.
Suçüstü hali ile sınırlı olmak kaydıyla yukarıda listelenen suçlarda ise yetkili kolluk amirince verilebilecek gözaltı süresi 24 saatten, şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda ise 48 saatten fazla olamayacaktır. Bu hallerde hakim önüne çıkarılma süresi 48 saatten, toplu olarak işlenen suçlarda ise 4 günden fazla olamaz.
Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa, en geç bu süreler sonunda Sulh Ceza Hakimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. Sorguda kişinin avukatının hazır bulunması zorunludur.
Gözaltı İşlemi Nasıl Uygulanır?
Gözaltı işleminin uygulanabilmesi için öncelikle kişinin hukuka uygun bir biçimde yakalanmış olması gerekmektedir.
Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olduğu hallerde, öncelikle kişinin gözaltına alınmadan önceki sağlık durumu bir hekim raporuyla belirlenir. Gözaltı yerinin değiştirilmesi, süresinin uzatılması, sona ermesi hallerinden önce de bu işlem yinelenir.
Gözaltına alınmak üzere ilgili birime getirilen kişinin öncelikle yakınlarına veya kendisinin belirleyeceği başka bir kişiye Cumhuriyet Savcısı’nın emriyle haber verilir. Gözaltına alınacak kişi yabancı ise, kendisinin açıkça karşı çıkmaması koşulu ile durum, vatandaşı olduğu büyükelçiliği veya konsolosluğuna bildirilir.
Daha sonra kişinin nezarethaneye konulmadan önce usulünce üzeri aranır. Kendisine zarar verebilme ihtimali olan kravat, kemer, ip gibi her türlü kesici ve delici aletten arındırılır. Ayrıca üzerinden çıkan diğer her türlü eşya ve paraya ilişkin de paranın seri numarası, miktarı ile eşyaların vasıfları ve markalarını belirten bir tutanak düzenlenir ve bu tutanaktan bir nüsha üzeri aranan kişiye verilir. Güvenlik araması işlemleri tamamlanan kişi, yönetmelik hükümlerine uygun olarak ilgili nezarethaneye yerleştirilir. Üzeri aranan kişinin nezarethaneye alındığı hususu “Nezarethaneye Alınanların Kaydına Ait Defteri” ne kaydedilir.
Gözaltında Nezarethane Koşulları Nasıldır?
Nezarethanede aynı suçla ilgisi olanlar, birbirine hasım olanlar, erkek ve kadınlar bir araya konulmazlar, çocuklar yetişkinlerden ayrı tutulurlar. Ayrıca nezarethanelerde zaruri durumlar hariç beşten fazla kişi aynı ortamda bulunamaz. Nezarethaneye alınacak yiyecek ve içecekler önceden kontrol edilir. Gözaltındaki kişinin tuvalet, temizlik gibi zorunlu ihtiyaçları görevli memur gözetiminde sağlanır.
Gözaltına alınan kişi saldırgan bir tutum sergilemeye başladığı veya kendisine zarar vermeye kalkıştığı takdirde önce sözle kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu mümkün olmadığı takdirde, hareketini giderecek derecede kuvvet kullanılabilir. Ancak zaruri olmadıkça gerek kendisinin gerek başkasının hayatı, vücut bütünlüğü veya sağlığı tehlikeye girmedikçe kuvvet kullanılmaz. Saldırgan tutum ve davranışları kontrol altına alınamayan kişiler tıbbi müdahalede bulunulması için hastaneye sevk edilir. Gözaltındaki kişinin yaşamıyla ilgili durumlar ışığında kişi gözetime tabi tutulabilir. Bu gözetleme işleminin icrasında kamera gibi teknik araçlardan da faydalanılması mümkündür.
Gözaltı Kararına İtiraz Edilebilir Mi?
Kişinin gözaltına alınmasına veya gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet Savcısı tarafından verilecek yazılı emre karşı, kişinin müdafi veya kanuni temsilcisi, eşi, ikinci dereceye dahil kan hısımları hemen salıverilmeyi sağlamak için sulh ceza hakimine başvurabilir. Sulh ceza hakimi incelemeyi evrak üzerinden ve 24 saat dolmadan sonuçlandırır. İtirazın yerinde olmadığı değerlendirilse kesin olmak üzere başvuru reddedilir ya da yakalananın derhâl soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığında hazır bulundurulmasına karar verilir. İtiraz kabul edildiği takdirde gözaltı kararı kaldırılır ve kişi derhal salıverilir.
Gözaltı Tedbiri Ne Zaman Sona Erer?
Gözaltı, şüphelinin emniyetteki ifade alma ve diğer işlemlerinin tamamlanmasını takiben yetkili hakim önüne çıkarılması ile veya kanuni sürenin dolması yahut gözaltı kararına yapılan itirazın sulh ceza hakimince kabul edilmesi halinde sona erer.
Gözaltına Alınan Kişi Aynı Soruşturmada Tekrar Gözaltına Alınabilir Mi?
Gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hâkiminin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve Cumhuriyet Savcısı’nın kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz.
Soruşturma ve kovuşturmalarda kişiye uygulanacak işlem ve tedbirlerin, hukuka ve evrensel insan haklarına uygun şekilde icra edilmesi zaruridir. Ayrıca sonuçlarının da ağırlığına bağlı olarak kişinin herhangi bir şekilde bir suça ilişkin ceza tehdidi altında olması son derece dikkate alınması gereken bir konu olup, sürecin tamamen uzman bir avukat desteğiyle yürütülmesini tavsiye etmekteyiz.
Gözaltındaki Kişinin İfade ve Sorgu Usulü
Talep üzerine müdafinin eşliğinde kolluk ya da Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifade ve sorgu usulü, CMK’nın 147’inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
- Öncelikle gözaltına alınan kişinin kimliği saptanır. Kişi, kimliğine ilişkin soruları doğru cevaplamak zorundadır.
- Kişiye kendisine yüklenen suç anlatılır.
- Müdafi seçme hakkı olduğu kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda değilse ve bir müdafi yardımından faydalanmak isterse kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
- Cumhuriyet Savcısı’nın emri ile kişinin yakınlarına derhal haber verilmesini düzenleyen 95’İnci madde hükmü saklı kalarak, kişinin isteği üzerine yakalandığı yakınlarına bildirilir.
- Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.
- Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olacağı tanınır.
- Kişinin ekonomik durumu hakkında bilgi alınır ve tüm bu hususlar bir tutanağa bağlanır.
İfade Alma
Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini ifade eder. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği 23. maddesinde ifade almanın esasları düzenlenmiştir. İfade veren şüphelinin beyanı, özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. Kanuna aykırı bir yarar vaat edilememektedir. Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilememektedir. Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılabilmektedir.
Hiç kimse, kendisini veya kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. İfade alma bir ceza soruşturmasının seyrini belirlediğinden ifadenin bir avukat eşliğinde verilmesi çok önemlidir. Örnek vermek gerekirse; fail suçu işlemişse ve olayda haksız tahrik veya meşru müdafaa durumu söz konusu ise ifade de bu durumların açıklanması gereklidir veya müşteki suç için savcıya şikayet te bulunuyorsa bu kapsamda ifadesinde olayları eksiksiz anlatması önemlidir.
Nasıl İfade Alınır
Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında şüphelinin ifadesinin alınmasında aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
- Şüphelinin kimliği saptanmaktadır. Şüpheli, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmak zorundadır.
- Kendisine yüklenen suç anlatılmaktadır.
- Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafin ifade sırasında hazır bulunabileceği kendisine bildirilmektedir.
- Müdafi sadece hukukî yardımda bulunabilmektedir.
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 95 inci maddesi hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilmektedir.
- Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenmektedir.
- Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek imkanı tanınmaktadır.
- İfade verenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınmaktadır.
- İfade işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılabilmektedir.
- İfade bir tutanağa bağlanmaktadır.
İfade Alma İşlemine Katılacak Kişiler
İfade almanın konusunu işlendiği iddia edilen suçun şüphelisi oluşturur ve ifade alma işlemi yalnızca soruşturma evresine ilişkindir. Bununla birlikte, ifade alma işleminde ifadesi alınan kişi kadar, ifadeyi kimin aldığı da kritik önem arz etmektedir. Yetkili olmayan kişi tarafından alınan ifade, hukuka aykırı sayılacaktır.
Hukukumuzda ifade alma işlemi; savcılık veya polis, jandarma gibi kolluk görevlileri tarafından yerine getirilmektedir. İşlendiği iddia edilen suçun ve mağdur ve şüphelilerin niteliğine göre ifade almaya yetkili merci belirlenecektir. Alınan ifadenin hukuka aykırı olmaması bakımından ifade alan merciin yetkili merci olması en az ifadenin içeriği kadar önemli ve kritiktir.
İfade Alma İşleminin Amacı
Ceza yargılamasına konu her işlem gibi ifade almanın da amacı gerçeği aydınlatmaktır. Bununla birlikte ifade alma şüpheliye yönelik olması sebebiyle bir nevi savunma aracı görevi de görmektedir. Bu nedenle ifade almanın hukuka aykırılığı, savunma hakkını doğrudan kısıtlama riskini içerisinde barındırır.
İfade Almada Yasak Usuller
İfade almada yasak usuller, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İfade Alma ve Sorguda Yasak Usuller” başlıklı 148. maddesinde düzenlenmiştir.
MADDE 148 –
(1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.
(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.
(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.
(4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.
(5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.
Görüldüğü üzere ifade almayı hukuka aykırı hale getiren eylem ve işlemler örnekseme yoluyla mevzuatımızda açıkça sayılmıştır. Kısaca bu hallere tek tek değinmek gerekirse, öncelikle beyanın özgür iradeye dayanmaması hali üzerinde durulmalıdır. İfade sonucu alınan beyanın şüphelinin özgür iradesine dayanmalıdır. Kötü muamele, işkence, ilaç verme veya hukuka aykırı başka türlü bir yöntem ile alınmış beyanlar; şüpheli veya sanığın sonradan rıza vermiş olması durumunda dahi delil olarak değerlendirilemez.
İfade alma bakımından işkence yasağı vurgusu da yapılmadan geçilmemelidir. Zira işkence, ifade sonucu alınan beyanı doğrudan ve doğal olarak hukuka aykırı hale getirirken aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında suç da teşkil etmektedir. TCK madde 94 uyarınca işkence, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar olarak tanımlanmıştır.
Hukuka aykırı bir diğer hal ise ifade sonucu kanuna aykırı bir vaatte bulunulmasıdır. Vaat eden kişinin yetkisini aşan vaatler, hukuka aykırı sayılacaktır. Burada önemli olan verilen vaadin iradeyi etkileyecek nitelikte olmasıdır. Bunun dışında yemek veya kahve gibi küçük hoşluklar ifadeyi doğrudan hukuka aykırı hale getirmez.
İfade alma işlemine katılacak kişiler bakımından, kollukça alınan ifadede şüphelinin avukatı bulunmaması halinde, sanık tarafından mahkemede doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. İfade alma işleminde avukatın bulunması, şüphelinin haklarının korunması bakımından önemlidir. Sanık ifadesinin ikinci kez alınması zorunlu durumunda ifadeyi sadece cumhuriyet savcısı alabilecektir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere ifade almayı usulsüz ve hukuka aykırı hale getiren eylem ve işlemler bunlarla sınırlı olmayıp örnekseme yoluyla sayılmıştır. Şüphelinin hak kaybı yaşamaması ve savunma hakkını etkin bir şekilde kullanabilmesi için ifade verirken yanında alanında bilgili bir avukat bulunması faydalı ve gereklidir. İfade verme ve diğer hukuki yardım ve talepleriniz için bize İLETİŞİM adresinden ulaşabilirsiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00