Kiracı Hakları
İçindekiler
- 1 Kiracı Hakları Nelerdir?
- 2 Yazılı Kira Sözleşmesi Bulunmadığı Durumlarda Kiracı Hakları
- 3 Kiracının Depozito Üzerindeki Hakkı
- 4 Kiracının Ortak Giderler ve Apartman Aidatı Üzerindeki Hakları
- 5 Kira Sözleşmesinin Süresinin Bitmesi Halinde Kiracı Hakları
- 6 Kira Artışında Kiracı Hakları
- 7 Kiracının Sözleşme Bitmeden Evden Çıkma Hakkı Var Mıdır?
- 8 Ev Sahibi Kiraya Verdiği Eve Girebilir Mi?
- 9 Kiralanana Ait Vergi ve Benzeri Yükümlülükleri Kim Öder?
- 10 Kiralanın Ayıplı Çıkması Durumunda Kiracının Hakları Nelerdir?
- 11 5 Yıllık Kiracı Hakları
- 12 10 Yıllık Kiracı Hakları
- 13 Ev Sahibi Evi Satarsa Kiracı Hakları
- 14 Kentsel Dönüşümde Kiracı Hakları Nelerdir?
- 15 Sonuç
- 16 İletişim Bilgileri
Kira sözleşmeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesine göre “kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmeler” olarak tanımlanmaktadır. Kira sözleşmesinin tarafları, kiralayan ve kiracıdır. Kiralayan; Türk Borçlar Kanunu’nun m.299 gereği, kira konusu kiralananı bir bedel karşılığında kullanılmasını veya yararlanılmasını kiracıya bırakandır. Kiracı ise; kiralananı kullanma karşılığı kiralayana bedel ödeyen kişidir. Kira sözleşmeleri karşılıklı borç doğuran sözleşmelerdir. Bu kapsamda sözleşme gereği kiracının ve kiraya verenin birbirlerine karşı hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Ancak bu hak ve yükümlülükler yapılan kira sözleşmesinin türüne göre değişiklik gösterebilmektir. Oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçebilmek için kiracının haklarını bilmesi oldukça önemlidir.
Kiracı Hakları Nelerdir?
Kiracı hakları; bir kira sözleşmesinin gerekli unsurları taşıması durumunda, sözleşmenin taraflarından biri olan kiracının sahip olduğu haklardır. Bu haklar, genel itibariyle kiraya verenin yükümlülüklerinden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hak ve yükümlülükler kapsamında kiracı, kiraya verenden birtakım taleplerde bulunabilir. Genel itibariyle kiracı hakları şu şekildedir:
- Kiralanan hangi maksat ve amaç için kiralanmışsa, kiralananı o maksada elverişli olarak kiraya verenden teslim alma hakkına sahiptir.
- Kira sözleşmesi süresi içerisinde kiralayanın kullanımını engelleyen hususların ortadan kaldırılmasını talep etme hakkına sahiptir.
- Türk Borçlar Kanunu’nun kiraya verene yüklediği edimleri yerine getirmemesi karşısında sözleşmeyi feshedip akitten haklı nedenle dönebilme hakkına sahiptir.
- Kiralananın kiracıya geç teslim edilmesinden kaynaklı oluşan zararı talep etme hakkına sahiptir.
- Kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kiralananda yapılan yan giderleri kiraya verenden talep etme hakkına sahiptir.
- Ayıbın giderilmesini isteme hakkına sahiptir.
- Aksinin kararlaştırılmamış olması durumunda, kiraya verenin zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülükleri yerine getirmesini talep etme hakkına sahiptir. Örneğin; asansör tadilat bedeli, mantolama ücreti vb. yan giderleri kiraya verenden talep edebilir.
- Üçüncü bir kişinin kiralananda hak ileri sürmesi durumunda kiraya verenden, davayı üstlenmesi ve uğradığı her türlü zararın giderilmesini talep etme hakkına sahiptir.
- Sözleşme süresi dolmadan, haklı bir gerekçe olmadan, sözleşme devam ettiği sürece kiralanan taşınmazdan çıkarılamama hakkı.
- Kiraya verenden yazılı izin almak koşuluyla, kiralananı başkasına devretme veya alt kiraya verme hakkına sahiptir.
- Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler (ısıtma, aydınlatma, su, aidat vb. ) dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez.
- Kira bedelinin zamanında ödenmemesi hâlinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.
Yazılı Kira Sözleşmesi Bulunmadığı Durumlarda Kiracı Hakları
Kira sözleşmesinin kurulması için karşılıklı irade beyanları yeterli olup herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Her ne kadar ileride doğabilecek uyuşmazlıklarda ispat açısından yazılı kira sözleşmeleri önem arz etse de, sözlü olarak yapılan kira sözleşmeleri de geçerli kabul edilmektedir. Sözlü olarak yapılan kira sözleşmeleri de tıpkı yazılı kira sözleşmelerinde olduğu gibi Türk Borçlar Kanunu kapsamında korunmaktadır. Dolayısıyla taraflar aralarında sözlü kira sözleşmesi yapmış olsalar dahi, kiracı yazılı kira sözleşmesi kapsamında kiraya verenden talep edebileceği hakları sözlü kira sözleşmesi yapılması halinde de talep edebilecektir. Özetle kira sözleşmesi yazılı da yapılmış olsa sözlü de yapılmış olsa kiracı her zaman haklarını talep edebilmektedir.
Kiracı ve ev sahibi arasında genellikle kira sözleşmesi 1 yıl süreli yapılmaktadır. Fakat bunun bir sınırlaması yoktur. Yani iki taraf anlaşmalı olarak bir süre belirleyebilmektedirler. Ancak sözleşmede yazan süre bittiğinde tekrar yeni bir sözleşme imzalanmasına gerekmemektedir. Sözleşme her yıl aynı tarihte yenilenir. Kira sözleşmesinin yazılı olması geçerlilik unsuru olmadığı gibi kira sözleşmesinin bitiminden sonra tarafların rızası varsa kira sözleşmesini bir yıl daha yenilenir. Kiracı hakları arasında yer alan bu durum evden çıkarılmasını önler.
Kiracının Depozito Üzerindeki Hakkı
Kira sözleşmesi hazırlanması sırasında kiracının depozito ödemesi kararlaştırılabilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 342. maddesi gereğince, “Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmeyle kiracıya depozito verme borcu getirilmişse, bu depozito değeri üç aylık kira bedelini aşamaz.”
Depozito olarak para veya kıymetli evrak verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatırır, kıymetli evrak ise bir bankaya depo eder. Banka, depozitoları, ancak her iki tarafın rızasıyla veya icra takibinin kesinleşmesiyle ya da kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak geri verebilir.
Kiraya veren, kira sözleşmesinin sona ermesini izleyen üç ay içerisinde kiracıya karşı kira sözleşmesiyle ilgili bir dava açtığını veya icra ya da iflas yoluyla takibe giriştiğini bankaya yazılı olarak bildirmemişse banka, kiracının talebi üzerine depozitoyu kiracıya geri vermekle yükümlüdür.
Kiracının Ortak Giderler ve Apartman Aidatı Üzerindeki Hakları
Kiracı, konut ve çatılı işyeri kiralarında, sözleşmede aksi düzenlenmemiş ya da aksine yerel adet yoksa ısıtma, aydınlatma ve su gibi kullanma giderlerine katlanmakla yükümlüdür. Örneğin, kiracı, kombiyi kullanımdan kaynaklı giderleri ödemekle yükümlüdür. Kira konusu taşınmaz apartman dairesinde ise, kiracı sözleşmede aksine bir hüküm veya yerel adet yoksa kiralananın kullanımı nedeniyle ortak giderleri ödemekle yükümlüdür. Ancak kiraya veren veya üçüncü kişilerce yapılan yan giderler nedeniyle kiralayan tarafından kiracıya başvurulamaz. Örneğin; kiraya veren kira konusu taşınmaz için yapılan asansör tadilat bedeli, mantolama ücreti gibi demirbaş giderleri için kiracıya müracaat edemez. Kiralananın ve kiralananın bulunduğu binadaki esaslı yapı niteliğindeki değişiklere ilişkin giderlerden kiraya veren sorumludur. Kiracı, kiralanan da sonradan meydana gelen ve kendi kusuru bulunmayan ayıplar ve bu ayıpların giderilmesi için yapılan esaslı tadilat niteliğindeki değişiklikleri kiraya verenden talep etme hakkına sahiptir.
Kira Sözleşmesinin Süresinin Bitmesi Halinde Kiracı Hakları
Kira sözleşmeleri genellikle belirli bir süre öngörülerek düzenlenmektedir. Ancak 6 ay ya da daha uzun konut veya işyeri kiralarında sözleşmede kararlaştırılan süre sona erse dahi kiraya verenin kendiliğinden kiracıyı tahliye etme hakkı bulunmamaktadır. Bunun için kiracının, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş (15) gün önce bildirimde bulunması gerekmektedir. Bildirimde bulunulmadığı takdirde, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Bu durumun bir istisnası bulunmaktadır. On yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilmektedir.
Kira Artışında Kiracı Hakları
Taraflar arasında belirlenen kira bedeli, yıllık olarak sözleşmede belirlenen artış oranı kadar artmaktadır. Ancak bu oran, her durumda bir önceki kira yılında belirlenen TÜFE’nin on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanmaktadır. Eğer taraflar arasında bir sonraki kira dönemine ilişkin artış oranında anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli hâkim tarafından, bir önceki kira yılında belirlenen TÜFE’nin on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla ve kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete uygun biçimde belirlenmektedir.
Yasal sınır üzerinde kira artışı yapılamaması kural olup bu kuralın tek bir istisnası bulunmaktadır. Bu istisna; Kira sözleşmesinin 5 yıldan fazla sürede devam etmesi durumunda ev sahibinin kira tespit davası açma hakkının bulunmasıdır. Kira bedeli konusunda taraflar arasında anlaşmazlık çıkması durumunda, mahkemeye başvurularak kira bedelinin tespiti için bir karar alınabilmektedir. Hakim, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve sonrasındaki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedelini kiralanan yerin durumu ve emsal kira bedellerini göz önünde bulundurarak hakkaniyete uygun bir şekilde belirlemektedir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Kira Tespit Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kiracının Sözleşme Bitmeden Evden Çıkma Hakkı Var Mıdır?
Kiracının kira sözleşmesinde belirlenen süreden önce herhangi bir sebep göstermeksizin gayrimenkulden çıkma imkânı bulunmaktadır. Ancak bu durumda kiraya verenin de mağdur olmaması için kanunda düzenleme yapılmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 325. maddesi gereğince; “kiracının, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam edeceği” kabul edilmiştir. Kiracın bu hukuki sorumluluğuna göre; kira sözleşmesinde belirlenmiş olan kira süresi sona ermeden önce ya da sözleşmede belirlenen fesih dönemi dışında kiralanan evden çıkan kiracı, ev sahibinin söz konusu taşınmazı yeniden kiraya verebileceği zamana kadar evden çıkan kiracının kira sözleşmesinden doğan borcu devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer.
İlgili kanunda taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği süre olarak makul bir süre öngörülmüştür. Söz konusu bu makul süreye kira sözleşmesinde yer verilebilir ya da bu süre kira sözleşmesinde yazmıyorsa taşınmazı kiraya veren ve kiralayan arasında ortak bir anlaşmayla belirlenmiş olabilir. Eğer bu durumların herhangi birisi söz konusu değilse, söz konusu makul sürenin mahkeme tarafından belirlenmesi gerekmektedir. Mahkeme bu makul sürenin belirlenmesi için bilirkişiyi tespit amacıyla görevlendirebilir. Ancak, belirlenen bu makul süre henüz dolmadan taşınmaz için yeni bir kiracı bulunduğu durumda artık eski kiracı tarafından ödeme yapma yükümlülüğü sona erer. Belirlenen makul süre dolmasına rağmen taşınmaz için yeni bir kiracı bulunamamış olsa dahi eski kiracının ödeme yükümlülüğü yine sona ermektedir.
Ev Sahibi Kiraya Verdiği Eve Girebilir Mi?
Ev sahibi, kiracı ile kira sözleşmesi imzalamasının ardından artık eve kiracıdan izinsiz giremez. Aksi takdirde bu Türk Ceza Kanunu hükümleri gereği “Konut Dokunulmazlığının İhlali” suçunu oluşturur. Böyle bir durumda kiracı Savcılığa hitaben yazacağı şikayet dilekçesi ile ev sahibi hakkında suç duyurusunda bulunabilir. Ev sahipleri kira sözleşmesi imzalandıktan sonra kiraya verdiği eve kiracının izni ve onayı olmadan girememesi kiracı haklarındandır. Öte yandan kiracıların evi kiraladıktan sonra hemen kilit değiştirmesi güvenlik açısından en doğru olandır. Kira sözleşmesi bitiminden sonra evin kilidini ev sahibine vererek evi teslim edebilirsiniz.
Kiralanana Ait Vergi ve Benzeri Yükümlülükleri Kim Öder?
- Türk Borçlar Kanunu’nun m.302 göre; Kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklere, aksi kararlaştırılmamış veya kanunda öngörülmemiş ise, kiraya veren katlanır. Kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklere, aksi kararlaştırılmamış veya kanunda öngörülmemiş ise, kiraya veren katlanır.
- Kira sözleşmesi kurulurken kira sözleşmesinin belirleyici unsurlarından biri de kiracının kullanımına bırakılan kiralanan için kira bedeli ödemesidir. Kira bedeli ödemesinin kiracı ve kiralayan açısından vergi, KDV ve stopaj yükümlülüğü bulunmaktadır. Taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise stopaj yükümlülüğü kiralayana aittir. Ancak uygulamada kira sözleşmesi ile ödenen kira bedelinin net kira bedeli olduğu stopajın kiracıya ait olacağı kararlaştırılmaktadır. Akdedilen kira sözleşmesinde kira parası brüt olarak belirlenmiş ise brüt kira parasının kiracı tarafından %20 stopaj kesintisi yapılarak net kira parasının kiralayana ödenmesi gerekir. Açılan kira tespit davalarında mahkeme ilamı ile brüt kira miktarı tespit edilmiş olunduğundan tespit edilen aylık kira parasından %20 stopaj kesintisi yapılarak kalan net miktar kiralayana ödenmelidir.
- Kira gelir vergisi beyannamesini verme ve bu beyannameye istinaden kira geliri vergisi ödeme borcu taşınmazı kiraya verene aittir.
- Belediye Gelirler Kanuna göre; çevre temizlik vergisinden taşınmazı kullanan kiracı sorumlu olur.
Kiralanın Ayıplı Çıkması Durumunda Kiracının Hakları Nelerdir?
Kiralayan, kira konusu şeyin ayıplı olarak teslim edilmesi veya kiracının kusuru olmaksızın sonradan ortaya çıkan ayıplardan sorumludur. Türk Borçlar Kanunu’nun 304. maddesine göre;
“Kiralananın önemli ayıplarla teslimi hâlinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesinden doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.
Kiralananın önemli olmayan ayıplarla tesliminde ise kiracı, kiralananda sonradan ortaya çıkan ayıplardan dolayı kiraya verenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.”
Kiracının kiralananı sözleşmeye uygun olarak kullanmasını ortadan kaldıran veya önemli ölçüde zorlaştıran bir eksikliğin olmaması gerekir. Böyle bir eksiklik var ise ayıp söz konusudur. Ayıp maddi olabileceği gibi (Örneğin; kiralanan taşınmazın rutubetli oluşu), hukuki bir ayıp da (Örneğin; kiralanan taşınmazın iskan izninin olmaması) olabilir. Ayıbın görünür bir ayıp olmaması gerekir. Kullanımı kiracıya bırakıldıktan sonra meydana gelen ayıplardan kiracının kusuru yok ise kiralayan sorumlu olacaktır. Teslim anındaki ayıp giderilmezse, kiracı akdi feshedebilmektedir. Kiracı, kiralanandaki ayıbı kiralayan adına giderebilirler veya ayıp bedelini kiradan mahsup edebilmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 305. maddesine göre;
“Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez. Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır.”
Kural olarak kiralayanın ayıba karşı tekeffül borcu sözleşme ile sınırlanabilir veya kaldırılabilir. Ancak kiralayanın hile veya ağır kusurunun bulunması halinde kiralayan bu sorumluluktan sözleşmede aksi kararlaştırılsa dahi kurtulamaz.
Türk Borçlar Kanunu’nun m.306 göre;
“Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına giderebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. Ayıbın, kiralananın öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldırması ya da önemli ölçüde engellemesi ve verilen sürede giderilmemesi halinde kiracı, sözleşmeyi feshedebilir.”
Kiracı, kiralananın ayıplı olması halinde kira sözleşmesi sona erinceye kadar kira bedelini ödemek zorundadır. Ayıp kiralananın kiracının kullanımına bırakıldığı anda mevcut olan veya sözleşmenin devamı esnasında ortaya çıkan ve giderilmesi kiracıya bırakılmış olan ayıpların uygun bir sürede giderilmesini kiralayandan isteyebilir. Kiralayan verilen süreye rağmen ayıbı gidermez ise, kiracı ayıbın kiraya veren hesabına giderilmesini temin edebilir. Bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir, kiralananın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. Kiralanan taşınmazdaki ayıp, kullanımı engellemekte ise verilen süreye rağmen ayıp giderilmez ise kiracı sözleşmeyi feshedebilecektir. Kiralanan taşınmazda kiracının kusurundan kaynaklanmayan su sızıntısının ihtara rağmen giderilmemesi halinde kiracı sözleşmenin feshini talep edebilecektir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 307. maddesine göre;
“Kiracı, kiralananın kullanımını etkileyen ayıpların varlığı halinde, ayıpların kiraya veren tarafından öğrenilmesinden ayıbın giderilmesine kadar geçen süre için kira bedelinden ayıpla orantılı (ayıp süresi kadar) bir indirim yapılmasını kiralayandan isteyebilir. Ayıptan indirim kira sözleşmesinin feshini gerektirmeyen sebepler olabilir. Mahkemece sözleşmeyle davacıya tahsis edilen ve kira miktarının başlangıçta belirlenmesine etken olan asma katırın kullanamaması nedeniyle belirlenecek bir oranda kira miktarından indirim yapılması gerekir.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 308. maddesine göre;
“Kiraya veren, kusuru olmadığını ispat etmedikçe, kiralananın ayıplı olmasından doğan zararları kiracıya ödemekle yükümlüdür. Kiracı gerek teslim sırasında mevcut gerekse kullanım sırasında ortaya çıkan önemli ayıplar nedeniyle uğradığı zararın tazminini kusurlu olan kiralayandan isteyebilir. Kiralayan ancak kusursuz olduğunu ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir.”
5 Yıllık Kiracı Hakları
5 yılı dolduran kiracı, sırf 5 yılı doldurduğu için evden çıkartılamaz. Böyle bir tahliye nedeni kanunda mevcut değildir. 5 yıllık kiracıya karşı, ancak Türk Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenen özel bir tahliye nedeni varsa kiracı evden çıkarılabilir. Örneğin tahliye taahhüdü olabilir veya kiracı kira bedelini ödemiyor olabilir. Bu tür özel tahliye nedenleri bulunmadığı sürrece kiracıyı çıkarmak zordur.
Belirli süreli sözleşmelerde, sözleşme kapsamında belirlenen süre dolup bunun üzerine 10 yıl geçmeden kiracı tahliye edilemez. Belirsiz süreli sözleşmelerde de kira ilişkisi 10 yılı doldurmadan kiracı tahliye edilemez.
5 yıllık kiracıya karşı kira tespit davası açılabilmektedir. Bu dava yoluyla, emsal kiralar göz önünde bulundurularak kira bedeli mahkemece yeniden belirlenir.
10 Yıllık Kiracı Hakları
10 yıllık kiracı hakları, 10 yılın hesabına ilişkin sürelere veya ihtar şartlarına riayet etmeden kiracının tahliye edilememesidir. Bunun yanında, kira sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süreli olmasına göre kanunen yapılan ayrım nedeniyle süre ve ihtar koşulları farklılaşmaktadır.
- Kira sözleşmesi belirli süreli ise, sözleşme süresi dolup bunun üzerine 10 yıl daha geçince bunu izleyen her uzama yılının bitiminden en az 3 ay önce bildirimde bulunarak dönem sonunda dava açılabilir.
- Kira sözleşmesi belirsiz süreli ise, baştan itibaren 10 yılı dolduran kira sözleşmelerinde, her 6 aylık kira döneminden 3 ay öncesinde ihtar çekerek dönem sonunda dava açılabilir.
- Belirli ve belirsiz kira sözleşmeleri için öngörülen 10 yıllık süreler doğru hesaplanmadığı takdirde, tahliye talebine itiraz edilebilir. Aynı şekilde, ihtar gönderim sürelerine ve usullerine uygun davranılmadığı takdirde de kiracı hakları kapsamında tahliyeye itiraz edilebilir.
Ev Sahibi Evi Satarsa Kiracı Hakları
Ev sahibi evi satarsa kiracı hakları yeni ev sahibine karşı da aynen devam etmektedir. Bu anlamda evin satılması, kiracı hakları bakımından herhangi bir değişikliğe sebep olmamaktadır. Bunun istisnası, yeni ev sahibinin eve ihtiyaç duyması halidir.
Fakat bu durumda, yeni ev sahibinin uyması gereken belirli süreler ve şartlar vardır. Ev sahibi, taşınmazı edinme tarihinden itibaren 1 ay içinde kiracıya tahliye ihtarı çekmelidir. İhtar şartı sağlanmadan tahliye davası açılırsa kiracı buna itiraz edebilir.
Ayrıca ev sahibi evi satın aldıktan 6 ay sonra tahliye davası açabilir. Bu süre geçmeden tahliye davası açacak olursa kiracı buna karşı itirazda bulunabilir. Yeni ev sahibi tarafından ileri sürülen ihtiyacın samimi ve gerçek olmayışı da bir başka itiraz sebebidir.
Kentsel Dönüşümde Kiracı Hakları Nelerdir?
Kentsel dönüşümde kiracı hakları, özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde hayati bir öneme sahip olan bir meseledir. Bu süreç, riskli binaların yıkım kararında, maliklerin yanı sıra kiracıların da belirlenen süre içinde binayı terk etmelerini zorunlu kılmaktadır.
Ev sahipleri, kiracının yapıyı terk etmedikleri takdirde durumu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine bildirmekle yükümlüdür. Riskli yapıyı tahliye etmeyen ve bu süreci engelleyen kiracılar hakkında, işlenen fiil ve durumun ciddiyetine bağlı olarak Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir.
Kentsel dönüşümde kiracı haklarından en önemlisi kiracının kira yardımından faydalanma hakkıdır. Kira yardımı, kiracının 2 aylık masrafı esas alınarak bir seferlik olarak belirlenir. Binanın yıkım talebi çıkarılan kiracılar, kira yardımı için başvurularını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine yapmalıdır.
Kentsel dönüşümde kiracı haklarından faydalanmak isteyen kiracılardan istenen belgeler arasında nüfus cüzdanı fotokopisi, kiracı üzerine kayıtlı bir fatura ya da riskli yapıda ikamet ettiğini gösteren ikametgah belgesi, konutun tahliye edildiğini kanıtlayan ve yeni adresini beyan edebileceği adrese dayalı nüfus kayıt örneği bulunmaktadır. Bu belgeler, kira yardımı sürecinde gerekli incelemelerin yapılabilmesi ve kiracının hakkı olan kira yardımını alması için önem taşımaktadır.
DİKKAT : Bilindiği üzere; 268 Seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile ev ve işyeri kiralarının 01/11/2008 tarihinden itibaren Banka veya PTT idarelerince düzenlenen belgelerle tevsiki (ispatlama) zorunlu hale getirilmişti. 298 seri nolu GVK Genel Tebliği ile 01/07/2017 tarihinden itibaren tutarı ne olursa olsun haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarının da kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Sonuç
Kiracı hakları olarak Kanun’da düzenlenen veya kira sözleşmesinden çıkan hukuki imkanlar, doğru hukuki zeminde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülmelidir. Aksi takdirde, kiracı belli bir hakka sahip olsa bile bunu etkin biçimde kullanamayabilir. Bu tür durumlardan dolayı hak kaybına uğramamak için bizimle İLETİŞİM geçebilirsiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00