Yardım Nafakası
İçindekiler
- 1 Yardım Nafakasının Hukuki Dayanağı
- 2 Yardım Nafakasının Şartları Nelerdir?
- 3 Yardım Nafakası Kimler Tarafından Talep Edilebilir?
- 4 Yardım Nafakası Nasıl Talep Edilir?
- 5 Yardım Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
- 6 Yardım Nafakası Nasıl ve Ne Zaman Sona Erer?
- 7 Yardım Nafakası Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 8 Yardım Nafakasının Artırılması veya Azaltılması
- 9 Yardım Nafakasının Kaldırılması
- 10 18 Yaşından Büyük Öğrenciler İçin Yardım Nafakası
- 11 Yardım Nafakasına İlişkin Mahkeme Kararı (İlam) Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
- 12 Yardım Nafakasının Ödenmemesi
- 13 Sonuç
- 14 İletişim Bilgileri
Yardım nafakası, kişinin TMK m.364’te belirtilen yakınlarından yardım alamadığı takdirde yoksulluğa düşmesi durumunun varlığının önlenmesi için verilen nafaka türüdür. Bu nafakanın amacı toplumsal ve ahlaki olarak kişinin yakın çevresinden destek alarak yoksulluğa düşmesini önlemektir. Bu nafakanın alınabilmesi için nafaka isteminde bulunan kişinin maddi yardım almadığı takdirde yoksulluğa düşecek olması gerekmektedir. Eğer maddi koşullar değişirse nafaka miktarının değiştirilmesi veya kaldırılması da mümkündür.
Yardım nafakası TMK m.364’te şu şekilde düzenlenmiştir: “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.”
İlgili kanundan da anlaşılacağı üzere nafaka yükümlülüğü çift yönlüdür. Yani anne veya baba çocuğuna karşı nafaka ödeyebilir. Evlat edinen evlat edinilene karşı nafaka ödeyebileceği gibi çocuk da ebeveynlerine nafaka ödeyebilir. Ancak kardeşlerin birbirlerinden nafaka isteyebilmesi için TMK.m.364/2’te belirtilen refahta bulunma koşulunun sağlanması gerekmektedir.
Yine söz konusu kanundan anlaşılacağı üzere yansoylardan (amca, dayı, hala, teyze gibi) nafaka istenemez. Aynı şekilde kayın hısımları arasında da yardım nafakası yükümlülüğü bulunmaz.
DİKKAT : Kanunda sayılan kişiler arasında aile ilişkilerinin güçlü olmaması verilecek yardım nafakaları için yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Ancak nafaka vermekle yükümlü olacak kişinin de vereceği nafaka itibariyle kendi mali durumunu zora sokmaması gerekir.
Yardım Nafakasının Hukuki Dayanağı
Yardım nafakasının hukuki dayanağı TMK madde 364 ve devamındaki hükümler ile 328/2. maddeleridir.
TMK 328. Maddesinin 2. Fıkrasına göre: “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.”
TMK 364. Maddesine göre: “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.”
Yardım Nafakasının Şartları Nelerdir?
Yardım nafakasına hükmedilebilmesi için bazı şartların bulunması gerekir, bu şartları TMK 328/2. maddesi ve 364. maddesi hükümleri açısından ayrı başlıklar altında incelemek daha doğru olacaktır.
TMK 328/2. Maddesi Uyarınca Yardım Nafakası Şartları
TMK 328. maddesinin 2. fıkrası, ergin olduğu halde eğitimine devam eden çocukların anne ve babalarından talep edebilecekleri yardım nafakasını konu edinmektedir. Dolayısıyla TMK 364. maddede sınırlı olarak sayılan diğer kişiler, bu madde hükmüne dayanarak nafaka isteyemeyecektir. Ergin olmayan çocuklar için, bu çocukların velayeti mahkeme kararıyla kendisine bırakılmış olan anne veya baba, diğer eşten TMK 327. maddesi hükmü uyarınca iştirak nafakası talep edebilmektedir. Ancak müşterek çocuğun ergin olması durumunda velayet ortadan kalkacağı için iştirak nafakası talep edilmesi mümkün değildir. Bu durumda fiil ehliyetine sahip olan ergin çocuk, bizzat kendisi anne veya babasına karşı yardım nafakası talepli dava açabilmektedir.
TMK’nın 328. Maddesinin 2. Fıkrasına göre: “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.”
Bu sebeple yardım nafakası talebinde bulunulabilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir:
- Talepte bulunan kişinin, davalının çocuğu olması,
- Çocuğun ergin olması,
- Ergin olan çocuğun eğitim hayatının devam ediyor olması,
- Eğitimine devam etmekte olan çocuğun kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun olması,
- Davacı çocuğun kendisine yardım edilmemesi durumunda zarurete düşeceğinin (çok sıkıntılı bir duruma, zorlu ekonomik şartlara düşeceğinin) anlaşılması.
TMK 364. vd. Hükümleri Uyarınca Yardım Nafakası Şartları
TMK’nın 364. maddesi ile devamındaki hükümlerde genel olarak yardım nafakası düzenlenmiştir. ancak söz konusu maddede yardım nafakasının daha geniş kapsamlı düzenlenmesi ve nafaka talebinde bulunan kişinin eğitim hayatına devam etmesi şartını içermemesi ile TMK 328/2. maddesinde düzenlenmiş olan yardım nafakasından ayrılmaktadır.
TMK 364. maddeye göre yardım nafakası talebinde bulunulabilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir:
- Talepte bulunanın davalının üstsoyu, altsoyu ile kardeşlerinden biri olması,
- Talepte bulunanın kendisine yardım edilmemesi durumunda yoksulluğa düşecek olması,
- Davalının durumunun, yardım nafakası ödemeye elverişli olması,
- Davalı talepte bulunanın kardeşiyse, davalının refah içinde yaşıyor olması.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; yardım nafakası talebinde bulunan kişinin kendi kusuru ile muhtaç duruma düşmüş olması davalıyı yardım nafakası ödeme yükümlülüğünden kurtarmaz. Aynı şekilde, davalı ile yardım nafakası talep eden davacı arasındaki aile bağlarının zayıflamış olması da bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz.
Yardım nafakasına hükmedilirken, nafaka vermekle yükümlü tutulacak olan kişilerin kendilerinin yardım nafakası nedeniyle geçim sıkıntısı yaşamayacak olması şartı aranır; aynı şekilde yardım nafakası talebinde bulunan kişinin de kendisine yardım edilmemesi durumunda yoksulluğa düşecek olması şartı aranmaktadır. Yardım nafakası talebinde bulunan kişinin yoksulluğa düşecek olduğunun tespitinde, kişinin yeme, içme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi maddi varlığını sürdürmek ve geliştirmek için gerekli görülen harcamalar esas alınır. Bu temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olan kişinin yoksulluğa düşecek olduğu kabul edilebilir; aksi takdirde yardım nafakasının reddine hükmedilebilir.
Yardım Nafakası Kimler Tarafından Talep Edilebilir?
Yardım nafakası, davalının:
- Üstsoyu tarafından açılabilir, bunlar: Davalının annesi, babası, büyükanneleri, büyükbabaları ve diğer üstsoylarıdır,
- Altsoyu tarafından açılabilir, bunlar: Davalının çocukları, torunları ve onların çocukları ile altsoylarıdır,
- Kardeşleri tarafından açılabilir,
- TMK 365/4. maddesi gereğince nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilmektedir.
Saymış olduğumuz bu kişiler, TMK’nın 364. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Dolayısıyla bu kişiler dışında başka bir kişi tarafından yardım nafakası talebiyle nafaka davası açılması mümkün değildir. Bununla birlikte, yukarıda açıklamış olduğumuz üzere, kardeşlerin nafaka yükümlülükleri sadece refah içerisinde bulunmaları durumuna bağlıdır.
Yardım Nafakası Nasıl Talep Edilir?
Yardım nafakası davası, görevli ve yetkili mahkemeye verilecek olan dava dilekçesi ile talep edilir. TMK’nın 328/2. maddesi uyarınca açılacak olan yardım nafakası davası sadece anne veya babaya karşı açılabilmekteyken, TMK’nın 364. maddesinde düzenlenmiş olan haliyle yardım nafakası davası davacının altsoyuna karşı, üstsoyuna karşı veya kardeşlerine karşı açılabilmektedir.
Yardım nafakası davasının TMK’nın 364. maddesi uyarınca açılması durumunda TMK’nın 365. maddesi gereğince mirasçılıktaki sıranın göz önünde tutulması gerekmektedir. Bu maddeye göre, ilk olarak kim ya da kimler davacıya mirasçı olacaklarsa, öncelikli olarak onlardan yardım nafakası talebinde bulunulur. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre mirasçılıktaki sıra takip edilmeksizin açılan yardım nafakası davasının dinlenmesine olanak yoktur.
Yardım nafakası talebinde bulunacak olan davacı, sırasıyla:
- Altsoyu,
- Üstsoyu ve
- Kardeşlerine karşı
talepte bulunmalıdır.
Dolayısıyla, örneğin üstsoyundan yardım nafakası talep eden davacı, öncelikle çocuklarının yardım nafakası ödeyecek durumlarının olmadığını ispat etmelidir. Yardım nafakası talebinde bulunacak olan kişi, altsoyu varsa öncelikle altsoyuna başvurmalıdır. Bir önceki sırada nafaka borçlusunun bulunması durumunda, bir sonraki sırada bulunan nafaka yükümlüsüne başvurulması mümkün değildir.
Aynı sırada birden fazla nafaka yükümlüsü bulunuyorsa, ödenecek olan nafaka miktarı aynı sırada bulunan birden fazla nafaka yükümlüsü arasında, bu kişilerin ödeme güçleri oranında paylaştırılır. Yani eşit oranda pay edilemez. Bunun temel sebebi nafaka yükümlülüğünün, aynı sırada bulunan yükümlüler açısından müteselsil bir borç doğurmayacak olmasıdır. Aynı şekilde, aynı sırada bulunan davalılardan biri veya birkaçının yardım nafakası ödemesine karar verilebileceği gibi diğerlerinin yardım nafakası ödememesine de hükmedilebilir. Bu anlamda her bir davalı açısından somut olay ayrı ayrı değerlendirilmektedir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Yardım Nafakası Davası Dilekçe Örneği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yardım Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
Yardım nafakası miktarı hesaplanırken davacı ve davalı tarafların ekonomik durumları, yaşam standartları, sahip oldukları mal varlıkları ve sağlık durumları gibi faktörler dikkate alınmaktadır. Bunun yapılabilmesi için taraflarca sunulan deliller ile sosyal ve ekonomik durum araştırma raporu (SED raporu) incelenir. Eğer tüm şartlar mevcutsa, takdir yetkisi ve hakkaniyet ilkesine uygun olarak somut olaya uygun düşecek bir miktar nafakaya hükmedilir.
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için, nafaka isteyenin yardım edilmemesi durumunda yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarından da görüldüğü üzere hükmedilecek yardım nafakası miktarı, yalnızca söz konusu olabilecek bu sıkıntılı durumu önlemeye ve ortadan kaldırmaya yönelik bir miktar olarak belirlenmektedir. Yani yardım nafakası talebinde bulunan kişinin nafaka yükümlüsü ile tam olarak aynı sosyal statüde yaşamasına yönelik bir nafaka ödemesine hükmedilemeyecektir. Dolayısıyla yardım nafakası davalarında her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeler söz konusu olmaktadır.
Yardım nafakası miktarı belirlenirken nafaka isteyenin her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Aynı şekilde nafaka vermekle yükümlü olan kişilerin de geçim sıkıntısına düşmemeleri gerekmektedir. Bunun için davacının ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün gelirleri ile giderleri belirlenerek somut olaya uygun düşen bir miktar nafakaya hükmedilir.
TMK’nın 365. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca aynı sırada bulunan nafaka yükümlülerinin bir veya birkaçından yardım nafakası talep edilmesi durumunda hakim tarafından hakkaniyete göre karar verilir. Örneğin altsoyu bulunmayan bir kişinin hem annesi hem de babasından yardım nafakası talebinde bulunma imkanı varken yalnızca babasından yardım nafakası talep etmesi durumunda, annenin ekonomik durumu ve yardım nafakası ödeme yükümlülüğü de dikkate alınarak babanın ödeyeceği nafaka miktarının daha düşük tutulmasına karar verilebilir.
Yardım Nafakası Nasıl ve Ne Zaman Sona Erer?
Mahkeme tarafından hükme bağlanan yardım nafakası:
- Nafaka yükümlüsünün ölümü,
- Nafaka alacaklısının ölümü,
- Nafaka alacaklısının yardıma muhtaçlık halinin ortadan kalkması,
- Nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunun değişmesi ve ödeme güçlüğüne düşmesi
hallerinde sona erer.
Ancak nafaka alacaklısı veya nafaka yükümlüsünün ölümü haricindeki hallerde, nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvurulması gerekmekte ve bu durumun ispatlanması gerekmektedir. Nafaka alacaklısı veya nafaka yükümlüsünün ölümü durumunda ise nafaka kendiliğinden kalkmaktadır.
Yardım Nafakası Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Yardım nafakası davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesi olmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi, bu davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakmaktadır.
Yardım nafakası davasında yetkili mahkeme ise TMK 365/6. maddesi gereğince davanın taraflarından birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Dolayısıyla:
- Davacının yerleşim yeri mahkemesi,
- Davalının yerleşim yeri mahkemesi veya
- Davalı sayısı birden fazlaysa bunlardan her birinin yerleşim yeri mahkemesi
yetkili mahkemedir.
Yardım Nafakasının Artırılması veya Azaltılması
Mahkeme tarafından yardım nafakasına hükmedilmesi durumunda, nafaka miktarının artırılması veya azaltılması için tekrar talepte bulunulması gerekecektir. Açılacak olan nafaka artırım davası veya nafaka miktarının azaltılması davasında değişen ekonomik durumlar ile nafakanın miktarının niçin artırılması veya azaltılmasına hükmedilmesi gerektiği hususları açıkça belirtilmeli ve ispat edilmelidir.
Ayrıca, yardım nafakası talepli olarak açılan davada, TMK’nın 365/5. maddesi uyarınca hakimden irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceği hususunu da karara bağlaması istenebilir.
Yardım Nafakasının Kaldırılması
Yardım nafakasına hükmedilmesine sebebiyet veren şartların ortadan kalkması durumunda, nafaka yükümlüsü tarafından nafakanın kaldırılması talep edilebilir. Nafaka alacaklısının veya nafaka yükümlüsünün ölümü durumunda nafakanın kaldırılmasının dava edilmesi gerekmez, ölüm halinde nafaka kendiliğinden kalkmaktadır. Ancak nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun ortadan kalkması veya nafaka yükümlüsünün kendisinin nafaka ödeyecek durumunun kalmamış olması hallerinde nafakanın kaldırılmasına karar verilebilir.
18 Yaşından Büyük Öğrenciler İçin Yardım Nafakası
TMK’nın 328/2. maddesi gereğince öğrenim durumu devam eden ancak 18 yaşını doldurmuş çocuğun annesi ve babası güçleri yettiğince çocuğun eğitiminin sonuna kadar yardım etmekle yükümlüdürler.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, bu düzenleme iştirak nafakasından farklı bir düzenlemedir. İştirak nafakasında anne ve baba müşterek çocuk 18 yaşına kadar bakım ve eğitim giderleri ile yükümlü olup, 18 yaşının dolması halinde bu yükümlülük sona ermektedir.
Oysa kanundaki bu özel düzenleme ile çocuğun öğrenim durumu sona erinceye kadar bakım ve eğitim giderlerinden anne ve babanın birlikte yükümlü olduğunu düzenlemektedir. Burada iştirak nafakası yükümlülüğü değil Yardım Nafakası yükümlülüğü söz konusudur.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “İştirak Nafakası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yardım Nafakasına İlişkin Mahkeme Kararı (İlam) Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
HMK’nın 367/2. maddesinde: “Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.” hükmü yer almaktadır.
Kural bu olmakla beraber nafaka hükümleri bu kuralın istisnalarından bir tanesidir. Nafakaya ilişkin ilamların icraya konulabilmesi için kesinleşmesi şartı aranmamaktadır. Bu itibarla yardım nafakasına ilişkin bir mahkeme kararı kesinleşmeden icraya konu edilebilir.
Yardım Nafakasının Ödenmemesi
Yardım nafakasının ödenmemesi durumunda icra takibi başlatılabilir. İcra takibine karşı herhangi bir karşılık alınmazsa haciz yoluna başvurulabilir. Eğer ki nafaka yükümlüsü kişi bu borçlarını halen yerine getirmiyorsa bu durumda İİK m.344 gereğince tazyik hapsine karar verilebilir. Bu durum İİK m.344’te şu şekilde ifade edilmiştir:
“Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.”
DİKKAT : Yardım nafakasının ödenme zamanına ilişkin kanunlarımızda doğrudan bir düzenleme yoktur. Bu kapsamda taraflar kendi aralarında anlaşarak bir ödeme zamanı belirleyebilirler. Eğer bu belirleme yapılmazsa mahkemece bir ödeme zamanı belirlenir. Uygulamada ise ödemenin çoğunlukla her ay peşin yapılmasına karar verilir.
Sonuç
Yardım nafakası, TMK’da belirtilen kişilerin birbirlerinden maddi destek alması için düzenlenen nafaka türüdür. Bu kapsamda yardım nafakası talep edebilmek için kanunda düzenlenmiş ve Yargıtay tarafından belirlenmiş kıstasların karşılanması gerekir. Ayrıca belirlenmiş bir nafaka varsa yine bu kıstasların ortadan kalkması nedeniyle nafaka miktarı değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Hak kaybına uğramamak için bizimle İLETİŞİM geçiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00