İtirazın İptali Davası
İçindekiler
- 1 İlamsız İcra Takibi ve Takibe İtiraz
- 2 İtirazın İptali Davası Açılmasının Şartları
- 3 İtirazın İptali Davasında Dilekçeler
- 4 İtirazın İptali Davasında Yargılama Usulü
- 5 İtirazın İptali Davasında Delil ve İspat Yükümlülüğü
- 6 İtirazın İptali Davasında İcra- İnkar ve Kötüniyet Tazminatı
- 7 İtirazın İptali Davasında Verilen Hükmün İcrası
- 8 İtirazın İptali Davasında Zorunlu Dava Şartı Arabuluculuk
- 9 İtirazın İptali Davasında Harç ve Masraf
- 10 İtirazın İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 11 İtirazın İptali Davasının Açılmasında Hak Düşürücü Süre ve Zamanaşımı
- 12 İtirazın İptali Davası; Hangi Sonuçlar Çıkar?
- 13 İtirazın İptali Davası İle İlgili Hap Bilgiler
- 14 Sıkça Sorulan Sorular,
- 14.1 İtirazın İptali Davası Ne Kadar Sürer?
- 14.2 İtirazın İptali Davası Kesin Mi?
- 14.3 İtirazın İptali Davası Reddedilirse Ne Olur?
- 14.4 İcra Takibine İtirazın İptali Hangi Mahkemede Açılır?
- 14.5 İtirazın İptali Davasını Kazandıktan Sonra Ne Yapılır?
- 14.6 İtirazın İptali Davasında Ne İncelenir?
- 14.7 İtirazın İptali İspat Yükü Kimdedir?
- 14.8 İtirazın İptali Davasında Arabuluculuk Zorunlu Mu?
- 14.9 İtirazın İptali Davasında Borç Ödenirse Ne Olur?
- 14.10 İtirazın İptali Davasında Dava Değeri Nasıl Belirlenir?
- 14.11 İtirazın İptali Davası Alacak Davasına Dönüşür Mü?
- 14.12 İtirazın İptali Kararı Nasıl İcraya Konur?
- 14.13 İtirazın İptali Davası Kabul Edilirse Ne Olur?
- 14.14 İtirazın İptali Davasında Tanık Dinlenir Mi?
- 14.15 İcra İnkar Tazminatı Yüzde Kaçtır?
- 14.16 İtirazın İptali Davasında Faiz İstenir Mi?
- 14.17 İtirazın İptali Davasında Dava Açma Süresi Ne Zaman Başlar?
- 15 Sonuç
- 16 İletişim Bilgileri
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 42. Maddesine göre para ve teminat borçları için ilamsız takip (genel haciz) yoluyla takip başlatılması için alacaklının herhangi bir senet, belge ya da ispat aracına ihtiyacı yoktur. Alacaklı icra dairesine hitaben hazırlayacağı takip talebi ile icra takibi yapabilir. Alacaklıya tanınan bu hak karşısında borçluyu korumak için İİK m. 62’de borçlunun kendisine ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde borca itiraz edebileceği ve icra takibini durdurabileceği hüküm altına alınmıştır. Borçlunun itirazı hükümden düşürülmedikçe takip duracak ve alacaklı alacağını tahsil için icra dosyasında işlem yapamayacaktır. Borçlu tarafından yapılan itirazın hükümden düşürülmesi için İİK m.67’de alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptali sağlayabileceği düzenlenmiştir.
Kanun hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere itirazın iptali davası genel hükümlere göre alacağının niteliğine göre belirlenecek görevli mahkemelerde görülecektir. Yetkili mahkeme de alacağın niteliğine göre belirlenecektir. İlamsız icra takibinin ortada bir alacak söz konusu değilken bile açılması mümkün olup alacaklının icra dairesine takip talebi vermesi ve icra masraflarını ödemesi yeterlidir. Ancak itirazın iptali davası icra takibi gibi basit bir süreç olmayıp alacak, tazminat, iş davalarında nasıl yargılama yapılıyorsa o şekilde yargılama yapılmaktadır.
Genel hükümlere göre yargılama yapılması sebebiyle alacaklı dava dilekçesinde, borçlu ise cevap dilekçesinde iddia, savunma ve delillerini bildirmek zorundadır. İtirazın iptali davasında kanunen delil kabul edilmiş her türlü delile dayanılması mümkündür. Genel hükümlere göre yapılan yargılama neticesinde aleyhine karar çıkan taraf vekâlet ücreti, yargılama gideri, icra-inkar yada kötüniyet tazminatı ödemek durumunda kalabilecektir.
İlamsız İcra Takibi ve Takibe İtiraz
İcra ve İflas Kanunu 42. Maddesine göre para ve teminat borçları için alacaklının ilamsız takip (genel haciz) yoluyla takip başlatabileceği düzenlenmiştir. Alacaklının bu takibi başlatabilmesi için herhangi bir senet, belge ya da ispat aracını icra dairesine sunmasına gerek yoktur. Takip dayanağı sunulması gerekmemekle beraber borçlunun borcu sebebini anlaması ve takibe itiraz olması halinde açılacak davalarda elinin güçlenmesi için alacaklı tarafından borcun dayanağına ilişkin belge sunulmaktadır. Alacaklının takip talebi üzerine hazırlanan ödeme emri borçluya tebliğ edilir.
Uygulamada En Çok Yapılan İşlemler;
- Faturaya Dayalı İlamsız İcra Takibi,
- Cari Hesap yada Cari Hesap Mutabakatına Dayalı İlamsız İcra Takibi,
- Sözleşmeye Dayalı İlamsız İcra Takibi,
- Tespit Niteliğindeki Mahkeme Kararına Dayalı İlamsız İcra Takibi,
- Kambiyo Vasfını Yitirmiş Senet ve Çeke Dayalı İlamsız İcra Takibi,
- Banka Ödeme Dekontuna Dayalı İlamsız İcra Takibi,
DİKKAT : Belgeye dayalı icra takibi yapılması takibin niteliğini ve itiraz edilebilirliğini değiştirmemektedir.
DİKKAT : Borçlu icra dairesine giderek dosya hesabı yaptırıp borcu ödeyebileceği gibi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde borca, takibe, yetkiye ve faize itiraz edebilir. Bu itiraz süresinde ise icra dairesi takibin durdurulmasına karar verir.
İtirazın İptali Davası Açılmasının Şartları
Borçlunun ilamsız icra takibine itiraz etmesi ile duran takibe devam edilebilmesi için alacaklının itirazı kaldırması yada iptal ettirmesi gerekmektedir. İtirazın kaldırılması sadece kanunda sayılan sınırlı sayıdaki belge ile mümkün olduğundan uygulamada daha itirazın iptali yolu seçilmektedir.
İtirazın İptali Davası Açılmasının Şartları;
- Hukuka Uygun ve Geçerli Bir İlamsız İcra Takibinin Bulunması,
- Borçlu Tarafından Süresinde Yapılmış Geçerli Bir İtirazın Bulunması,
- Davanın İtirazın Tebliği Tarihinden İtibaren Bir Yıl İçerisinde Açılması,
- Davacının Hukuki Yararının Bulunması
- Kesin Hüküm ve Derdestlik Bulunmaması,
- Zorunlu Dava Şartı Arabuluculuk Şartının Yerine Getirilmiş Olması,
gerekmektedir. Bu şartların sağlanması halinde mahkeme artık alacaklının alacağın olup olmadığını tespit edecektir. Bu şartlardan birinin sağlanmaması durumunda mahkeme şartın niteliğine göre davanın usulden yada esastan reddine karar verecektir.
İtirazın İptali Davasında Dilekçeler
İtirazın iptali dava dilekçesi ve itirazın iptali davası cevap dilekçesi oldukça önemlidir. Zira yargılama her ne kadar duruşma olsa da büyük oranda dilekçeler üzerinden ilerler.
Dava Dilekçesi: İtirazın iptali dava dilekçesi davacı konumunda bulunan alacaklının dilekçesidir. Burada alacağın varlığına dair ispatlar ileri sürülür.
Cevap Dilekçesi: Borçlu olan davalı itirazın iptali davası cevap dilekçesinde usul ve maddi hukuka ilişkin tüm itirazlarını ve def’ilerini bildirir. Böyle bir borcun olmadığı, mehil verildiği, borcun ödendiği vs. türden iddialar öne sürülür.
DİKKAT : İnternet ortamındaki örnek dilekçe taslak metinlerinden uzak durmak gerekir. Zira bu taslak metinler usuli ve maddi birçok hatayı içinde barındırır ve bu hatalar hukuki problemlere yol açar. Kişilerin bu örnek dilekçeleri kendi somut olaylarına uyarlamadan kullanması davaların kaybedilmesine kadar varacak sonuçlara neden olur.
DİKKAT : Dava açılmadan önce bütün kanun düzenlemeleri incelenmeli, somut olay üzerinden emsal kararlara bakılmalı ve buna göre bir hukuki zemin oluşturulmalıdır. Bu aşamada bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “İtirazın İptali Davası Dilekçe Örneği” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İtirazın İptali Davasında Yargılama Usulü
İtirazın İptali Davası icra takibinden kaynaklanmakla beraber genel hükümlere göre yargılama yapılan bir dava türüdür. Genel Hükümlere göre yargılamadan kasıt ise takibe konu alacağın niteliği ve niceliğine göre yargılama usulünün belirlenmesidir. Takibe konu alacağın İş Hukuku’ndan kaynaklanması durumunda yargılama İş Mahkemesi’nde basit yargılama usulüne göre yapılacaktır. Ancak alacağın ticari bir işten kaynaklanması ve ticari bir dava olması durumunda Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yargılama yapılacaktır. Yargılamanın basit mi yazılı yargılama usulüne göre mi olacağı ise dava değerine göre belirlenecektir.
DİKKAT : İtirazın iptali davasında dava değeri, icra takibinde belirtilen asıl alacak miktarı üzerinden dikkate alınır. Bu sebeple itirazın iptali davasında harca esas değer de asıl alacak üzerinden hesaplanmakta olup; işleyen ve işlemekte olan faiz, icra inkar tazminatı ve giderler nazara alınmamaktadır.
İtirazın İptali Davasında Delil ve İspat Yükümlülüğü
İtirazın iptali davasında alacaklı taraf, alacağını, alacağı hususunda neden haklı olduğunu ve bunlara dayanan delillerini ispat ile yükümlüdür. Borçlu taraf ise alacağının bulunmadığını, zamanaşımına uğradığını, itfa edildiğini veya hangi sebebi ileri sürüyor ise o hususu ispat ile yükümlüdür.
İtirazın iptali davasında taraflar, haklarını her türlü delil ile ispat edebilirler. Bu husus, itirazın kaldırılmasından farklı olup itirazın kaldırılmasına ilişkin davada taraflar haklarını kanunda belirtilmiş olan belgelerle ispat edebilir.
DİKKAT : İtirazın kaldırılması davasında tarafların iddialarını kanıtlamaları açısından bir delil kısıtlaması getirilmemiştir.
İtirazın İptali Davasında İcra- İnkar ve Kötüniyet Tazminatı
İİK m. 67/2’de yer alan;
“Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.”
hüküm ile davanın sonunda verilen karar ile diğer davalardan farklı olarak alacak dışında bir de tazminata hükmedilebileceği düzenlenmiştir. Bu hükmün getiriliş amacı alacaklının alacaklı olmamasına rağmen haksız olarak icra takibi yapmasını, borçlunun ise borçlu olduğunu bildiği tutarı ödememek yada sürüncemede bırakmak için haksız itiraz etmesini engellemektir.
İtirazın İptali Davasında alacaklı lehine hükmedilebilecek tazminat İcra-İnkar tazminatı olarak isimlendirilmektedir. İcra-İnkar tazminatına hükmedilmesi için;
- İtirazın İptali Davasının kısmen veya tamamen kabulüne karar verilmiş olması,
- Dava yada cevaba cevap dilekçesinde (yazılı yargılama ise) icra-inkar tazminatı talep edilmiş olması,
- Davaya konu alacağın likit olması,
gerekmektedir. Alacağın likit olmasından kasıt alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerektiğidir. Bu husus her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas: 2021/ 11575 Karar: 2021 / 16593 Karar Tarihi: 15.12.2021
“Şöyle ki; itirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir.(…)
(…) Diğer taraftan, kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplanmasına esas ücret ve ekleri (yemek ve barınma ücreti) de taraflar arasında ihtilaflı olup yargılamayı gerektirmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu alacaklar likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği halde İlk Derece Mahkemesince davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.”
Borçlu lehine hükmedilebilecek tazminat ise uygulamada Kötüniyet Tazminatı olarak isimlendirilmektedir. Kötüniyet Tazminatına hükmedilebilmesi için,
- İtirazın İptali Davasının kısmen veya tamamen reddine karar verilmiş olması,
- Alacaklının icra takibine geçme ve itirazın iptali davası açmasında kötüniyetli olduğunun ispatlanması,
- Cevap yada ikinci cevap (yazılı yargılama ise) dilekçesinde kötüniyet tazminatı talep edilmiş olması
gerekmektedir. Kötüniyeti ispat külfeti borçlu/davalı üzerindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2012/ 19-778 Karar: 2013 / 250 Karar Tarihi: 20.02.2013
“Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5’nci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı(borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı(borçlu)’nun üzerindedir.
Kötüniyet kavramının, somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerekmesi itibariyle davaya konu bono değerlendirildiğinde; menfi tespit davasını açan davacının bono üzerinde isminin yer almadığı ve imzasının da bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Başka bir deyişle davacı, davaya konu bononun keşidecisi, avalisti veya cirantası değildir. Bu itibarla, icra takibine konu bononun borçlusu olmadığı hususunda tereddüt bulunmayan davacıya karşı tacir olarak basiretli davranma yükümlülüğü bulunan davalı bankanın icra takibi başlatmakta haksız ve kötüniyetli olduğu Genel Kurul çoğunluğunca kabul edilmiştir.”
İtirazın İptali Davasında Verilen Hükmün İcrası
İtirazın İptali Davası yargılaması sonunda mahkeme davanın kabulüne, kısmen kabul kısmen reddine yada reddine karar verebilecektir. Verilen hüküm dava değerine bağlı olarak kesin olabileceği gibi İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere de verilmiş olabilmektedir.
DİKKAT : Verilen karar kesinleşmeden icra konulamayacak kararlardan olmadığı için kararın kesin olup olmamasının icra edilebilirlik açısından önemi yoktur.
- Alacaklı Yönünden İtirazın İptali Davasında Verilen Kararın Etkisi ve İcrası
Davanın kabulüne karar verilmesi halinde borçlunun yaptığı itiraz ortadan tamamen kalktığı için ilamsız icra takibine konu alacak bütün ferileriyle birlikte kesinleşmiş olacak tebligat yapılmasına gerek olmadan haciz işlemi yapılabilecektir. İtirazın iptali davasında hüküm altına alınana yargılama gideri, vekalet ücreti ve İcra-İnkar tazminatı için öncelikle itiraz edilen icra dosyasından borçluya bu alacaklar için icra emri gönderilmesi ve icra emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 günlük süre geçmesi gerekmektedir. Davanın kısmen kabul kısmen reddi halinde ise kabul edilen kısım yönünden itirazlı icra takibine devam edilebilecek olup bu kısmen kabul edilen asıl alacak ve hesaplanacak ferileri için icra takibi kesinleşmiş olacaktır.
- Borçlu Yönünden İtirazın İptali Davasında Verilen Kararın Etkisi ve İcrası
Davanın reddine karar verilmesi halinde itirazlı takip durmaya devam edecektir. Kararın kesinleşmesi halinde icra dosyası kapatılacaktır. Borçlu/davalı, davanın reddi yada kısmen kabul kısmen reddi halinde lehine hükmedilecek yargılama gideri, vekalet ücreti ve kötüniyet tazminatı için yeni bir ilamlı icra takibi başlatarak alacaklı/davacıdan talep edebilecektir.
İtirazın İptali Davasında Zorunlu Dava Şartı Arabuluculuk
Ticari Davalar, İş Davaları (kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin vb.) ve Tüketici Hukukundan Kaynaklanan Davalarda mahkemede dava açmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu vardır. Zorunlu arabuluculuk, bu uyuşmazlıklar açısından dava şartı olup arabuluculuk süreci yürütülmeksizin açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. İtirazın İptali Davasında yargılama genel hükümlere göre yapılacağı için alacağın niteliğine göre alacak konusu için zorunlu dava şartı arabuluculuğa tabi olabilmektedir.
DİKKAT : İtirazın İptali Davasına konu alacağı ticari olması, tüketici işleminden kaynaklanması yada iş hukuku ve işçilik alacağından kaynaklanması halinde arabuluculuğa başvurulması zorunludur.
İtirazın İptali Davasında Harç ve Masraf
İtirazın İptali Davası’nda nispi peşin harç alınmakta olup bu harç da dava değerine göre belirlenmektedir. Dava değeri ise üst sınırı icra takibinde takipte kesinleşen miktar olmak kaydıyla alacaklının dava dilekçesinde belirttiği dava değeridir. Alacaklı bu tutar üzerinden hesaplanacak nispi harçtan, icra dairesine ödediği peşin harcı düşerek harç ödemek zorundadır. İcra dairesine ödenen harcın düşülebilmesi için icra dairesinden derkenar alınması gerekmektedir. Dava açılırken ödenen harç davanın sonunda haksız çıkan tarafa yükletilecektir.
İtirazın İptali Davasında masraf ise tarafların dayandığı delile ve yargılamaya göre değişmektedir. Yargılamada keşif, bilirkişi incelemesi varsa bunların masrafının bu delile dayanan tarafça ödenmesi gerekmektedir. Her iki taraf da bu delillere dayandıysa ispat külfeti alacaklı üzerinde olduğundan alacaklı tarafından ödenmesi gerekmektedir. Yine yargılama masrafları da haksız çıkan tarafa yükletilecektir.
İtirazın İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
İtirazın İptali Davasında görevli mahkeme belirlenirken takibe konu alacağın kaynağı ve niteliğine göre belirlenecektir. Alacağın kaynağına göre görevli mahkeme; Asliye Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi, İş Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi hatta çok nadir de olsa Aile Mahkemesi bile olabilmektedir. Uygulamada en sık karşılaşılan davaları belirtirsek;
- Asliye Ticaret Mahkemesi : Ticari bir işten kaynaklı fatura, cari hesap ve sözleşme alacağına dayalı icra takiplerine yapılan itirazın iptali davasında
- İş Mahkemesi : İşçi işveren ilişkisinden kaynaklı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücreti izin, fazla çalışma, ücret alacağı vb. gibi alacaklardan kaynaklı icra takiplerine yapılan itirazın iptali davasında ,
- Sulh Hukuk Mahkemesi : Kira, Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan icra takiplerine yapılan itirazın iptali davalarında
- Tüketici Mahkemesi : Bir tarafın tüketici olduğu fatura yada sözleşme alacağından kaynaklanan davalarda
- Asliye Hukuk Mahkemesi : Takibe konu alacağın özel bir mahkemede görülmesinin mümkün olmadığı alacaklara ilişkin itirazın iptali davasında
görevlidir.
Yetki kamu düzenine ilişkin olmadığından mahkemece yada icra dairesince yetki hususu resen dikkate alınmaz. İtirazın İptali Davalarında yetki hususu tartışmalıdır. Zira borçlu icra dairesine yetki itirazında bulunmayıp sadece borca itiraz ettiği zaman icra dairesinin yetkisi kesinleşecektir. Bu halde açılacak itirazın iptali davasında borçlunun mahkemenin yetkisine itirazda bulunup bulunamayacağı hususunda kanunda bir düzenleme yoktur.
DİKKAT : Yerleşik Yargıtay uygulaması borçlunun takipte yetki itirazında bulunmasa dahi itirazın iptali davasında bulunabileceği yönündedir. Bu sebeple İtirazın İptali Davalarında yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu başta olmak üzere alacağın niteliğine göre bağlı olduğu kanuna göre belirlenecektir. İş Hukuku davaları gibi yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu durumlarda mahkeme bu hususu resen dikkate alacaktır.
Yargıtay 5.Hukuk Dairesi Esas: 2021/ 3890, Karar: 2021 / 8373 ve Karar Tarihi: 07.06.2021
“Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak … İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından davalıya karşı itirazın iptali istemine ilişkin davanın … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davalı tarafın usulüne uygun ve süresinde yetki itirazında bulunulduğu ayrıca davacının ikametgahının “…/…” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının ikametgahının “…/… “ olduğundan ve davacı tercih hakkını bu yönde kullandığından, uyuşmazlığın … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir”
İtirazın İptali Davasının Açılmasında Hak Düşürücü Süre ve Zamanaşımı
İİK m.67’de alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptali sağlayabileceği düzenlenmiştir. Hükümde açıkça görüleceği üzere itirazın iptali davası açılması öngörülmüş 1 yıllık süre itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren öngörülmüştür. İtirazın tebliğ edilmesi dışında alacaklının itirazı öğrenmesi durumunda bu bir yıllık süre başlamayacaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 154/2 maddesinde icra takibinin yapılmasıyla zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir. Zamanaşımı kesilmesi halinde o tarihten itibaren yeniden alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır. İcra dosyasının takipsiz bırakılması, dosyada işlem yapılmaması sebebiyle dosyanın takipsizlikten düşmesinin zamanaşımın kesilmesine bir etkisi yoktur. Ancak dosyada yapılan son işlem tarihinden itibaren tekrar başlayan zamanaşımı süresi alacağının zamanaşımına uğramasına sebep olabilecektir.
İtirazın İptali Davası; Hangi Sonuçlar Çıkar?
İtirazın iptali davası sonucunda aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkabilir:
- İtirazın İptali: Mahkeme, itirazın hukuka aykırı olduğunu tespit ederse, itirazın iptaline karar verir. Bu durumda, yapılan itiraz hükümsüz hale gelir ve icra takip işlemlerine kaldığı yerden devam edilir.
- İşlemin Geçerliliği: İtirazın iptali davasında mahkeme, itirazı haklı bulur ise itirazın iptali davasının reddine karar verir. Bu durumda icra takibi işlemlerine devam edilemez.
- Tazminat Talebi: İtirazın hukuka aykırı olduğu tespit edilirse, davayı açan taraf, itirazın neden olduğu zararlarını tazminat talebiyle mahkemeye sunabilir. Bu durumda, mahkeme, uğranılan zararların tazmin edilmesine karar verebilir. Ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilir.
- Diğer Sonuçlar: İtirazın iptali davasının sonucunda, duruma göre farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin, mahkeme itirazı kısmen kabul edebilir veya itirazın iptaline ilişkin belirli şartlar ve koşullar belirleyebilir. Bu nedenle, davanın detaylarına ve özel durumlara bağlı olarak farklı sonuçlar çıkabilir.
İtirazın İptali Davası İle İlgili Hap Bilgiler
1) Dava, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmalıdır. Alacaklıya borçlunun itirazı tebliğ edilmedikçe dava açma süresi başlamaz.
2) İtirazın iptali davası açıldığı anda icra hukuk mahkemesinde derdest bir itirazın kaldırılması talebi olmamalıdır fakat itirazın kaldırılması talebi reddedildiği takdirde yine itirazın tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açılabilir. Ancak Yargıtay’ın bu durumda dahi itirazın iptali davası açılamayacağına dair kararları da bulunmaktadır.
3) İtirazın iptali davası 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış ise davanın reddi ya da davanın alacak davası olarak devamı yönünde Yargıtay’ın çelişkili kararları bulunmaktadır. Bu hususa dikkat edilmelidir.
4) İtirazın iptalindeki 1 yıllık hak düşürücü süreyi kaçıran alacaklı genel hükümlere göre alacak davası açabilir.
5) İtirazın iptali davası açılmadan önce koşulları varsa dava şartı arabuluculuk sürecinin tamamlanması gerekmektedir.
6) İcra hukuk mahkemesi tarafından takibin iptaline ya da ödeme emrinin iptaline dair karar verilmiş ise itirazın iptali davası da konusuz kalır.
7) Dava, genel hükümlere göre görülür ve dava genel mahkemelerde açılır. Burada mahkemenin görevine ve yetkisine dikkat edilmelidir.
8) İtirazın iptali davası takip hukukunu ilgilendirmesinin yanı sıra maddî anlamda kesin hüküm teşkil eder.
9) Dava kabul edilirse, alacaklı davanın kesinleşmesi beklenmeksizin takibine devam eder. Borçlu itirazında haksız ise ve davacının talebi üzerine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilir. Alacaklı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun kötüniyetli olması şart değildir. İcra inkâr tazminatı yalnızca asıl alacağa uygulanacağından fer’iler (faiz, gecikme tazminatı vb.) için icra inkâr tazminatı istenemez.
10) Dava reddedilirse, davanın kesinleşmesiyle alacaklının açmış olduğu icra takibi iptal olur. Borçlunun istemi üzerine alacaklı %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilir. Borçlu lehine kötüniyet tazminatından söz edebilmek için alacaklının kötüniyetli olması gerekir.
11) İcra inkâr tazminatından söz edebilmek için alacağın likit olması gerekmektedir. Örneğin haksız fiilden kaynaklı alacaklar kural olarak likit olmadığından bu alacaklar bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilemez.
12) Takip sonradan konusuz kalsa bile icra inkâr tazminatına hükmedilir.
13) Takip kural olarak mirasçıların tamamı tarafından açılmalıdır. Çünkü mirasçıların somut ve belirli payı bulunmamaktadır.
14) Tüzel kişiliği bulunmayanlar hakkında takip yapılamayacağından itirazın iptalinin de reddine karar verilmesi gerekir.
15) İtirazın iptaline dair ilâm dayanak icra takibine eklenmeli ve yeni icra takibi açılmadan önceki takipten icraya devam edilmelidir. Bu takipten borçluya yeni bir icra emri gönderilmelidir.
Sıkça Sorulan Sorular,
İtirazın İptali Davası Ne Kadar Sürer?
İtirazın iptali davasının süresi, mahkemelerin iş yoğunluğu, dosyanın içeriği ve tarafların hareketlerine göre değişkenlik göstermektedir. Ancak ortalama olarak ilk derece mahkemesinde 6 ay ila 1.5 sene arasında dava sonuçlanmaktadır. Söz konusu süre, itirazın iptali davasının sonucuna karşı kanun yollarına başvurulması durumunda değişkenlik göstermektedir ve uzamaktadır.
İtirazın İptali Davası Kesin Mi?
İtirazın iptali davasında verilen karar, kesin değildir. Bu konuda Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanacak olup olağan ve olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir. Ancak miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kalması durumunda itirazın iptali davasının da kesin olarak karar verilebilmesi mümkündür.
İtirazın İptali Davası Reddedilirse Ne Olur?
İtirazın iptali davasında mahkeme, borcun bulunmadığı, itfa edildiği, muaccel olmadığı vb. sebeplerle ret kararı verebilir. Ret kararı sonucunda dava konusuz kalacaktır ve icra işlemlerine devam edilemeyecektir. İtirazın iptali davasında verilen karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmektedir. Dolayısıyla söz konusu davada verilen karar sonrasında genel mahkemelerde dava açılarak tekrar aynı yönde talepte bulunulamaz. Davanın reddi durumunda alacaklı taraf aleyhine olmak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilebilir. Ancak kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu tarafın açık talebi olmalı ve davacı taraf kötüniyetli olmalıdır. Burada söz konusu olan kötüniyetten kasıt ise, alacaklının, karşı tarafın borçlu olmadığını, itfa edildiğini, borcun muaccel olmadığını vb. bilmesi veya bilebilecek durumda olmasıdır.
İcra Takibine İtirazın İptali Hangi Mahkemede Açılır?
Kanunlarda aksine bir düzenleme olmadıkça malvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bundan dolayı itirazın iptali davası da asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Ancak icra takibinin konusu iş mahkemelerinin görev alanına giren bir hususa ilişkin ise itirazın iptali davasında iş mahkemeleri görevli hale gelmektedir. Tüketici kanunu kapsamına giren bir husus var ise, tüketici mahkemeleri, görevli mahkeme konumundadır. İcra takibinin konusu bir ticari ise ilişkin ise, görevli mahkeme, ticaret mahkemeleridir.
İtirazın İptali Davasını Kazandıktan Sonra Ne Yapılır?
İtirazın iptali davasının kabul edilmesi sonucunda icra işlemlerine devam edilebilir. Eğer borçlun, ilerleyen süreçte borcunu ödememeye devam ederse alacaklı taraf haciz talep edebilir ve buna yönelik işlemleri gerçekleştirebilir.
İtirazın İptali Davasında Ne İncelenir?
İtirazın iptali davasında mahkeme, alacaklı ve borçlunun iddialarını, iddialarına ilişkin gerekçelerini ve delillerini inceler ve buna yönelik bir değerlendirmede bulunur. Buna göre mahkeme, alacağın varlığı ve geçerliliği, borçlunun itirazlarını ve itiraz sebeplerini, tarafların talep ettikleri tazminatları, icra takibinin hukuka ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı yönünde bir inceleme yapmaktadır.
İtirazın İptali İspat Yükü Kimdedir?
İtirazın iptali davasında ispat yükü alacaklıdadır. Alacaklı alacağın varlığı, muaccel hale geldiğini vb. ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklının bu yönde bir ispatı bulunduğu takdirde ispat yükü borçlu tarafa geçmekte ve borçlu taraf, sunmuş olduğu itirazlarını ispatlamakla yükümlü hale gelmektedir.
İtirazın İptali Davasında Arabuluculuk Zorunlu Mu?
İtirazın iptali davasının görülecek uyuşmazlık türüne göre arabuluculuk dava şartıdır. Dava şartı eksikliği durumunda dava reddedilecektir. Dolayısıyla itirazın iptali davasında arabuluculuk önem ve zorunluluk arz etmektedir.
İtirazın İptali Davasında Borç Ödenirse Ne Olur?
İtirazın iptali davasında borç ödendiği takdirde dava konusuz kalacaktır. Bu durumda mahkeme, davanın konusuz kaldığına yönelik olarak karar verir. İcra dosyası da kapanacağından dolayı icra işlemlerine devam edilemez ve icra dosyası da konusuz kalacağından dolayı işbu dosya kapsamında herhangi bir talepte bulunulamaz.
İtirazın İptali Davasında Dava Değeri Nasıl Belirlenir?
İtirazın iptali davasında dava değeri, asıl alacak üzerinde belirlenmektedir. Bu nedenle işlemekte olan faiz, alacaklı talep ettiği takdirde icra inkar tazminatı vb. unsurlar, dava değerinin belirlenmesi noktasında dikkate alınmamaktadır.
İtirazın İptali Davası Alacak Davasına Dönüşür Mü?
İtirazın iptali davası, kural olarak alacak davasına dönüşemez. Ancak söz konusu dava, ıslah yoluyla alacak davasına dönüştürülebilmektedir ve Yargıtay da bu yönde içtihatlar ortaya koymaktadır.
İtirazın İptali Kararı Nasıl İcraya Konur?
İtirazın iptali davası, halihazırda devam eden icra takibine borçlunun itiraz etmesi sonucunda açılan davadır. Söz konusu dava, mevcut bir icra takibine ilişkin olduğundan dolayı mahkemenin kararı işbu icra takibine yönelik olup ayrıca icraya konulmaz.
İtirazın İptali Davası Kabul Edilirse Ne Olur?
İtirazın iptali davası kabul edildiği takdirde durmuş olan icra takibi, mahkeme ilamının icra dairesine verilmesiyle birlikte kaldığı yerden devam eder. İcra takibinin devamı sonucunda alacaklı, icra işlemleri yapmaya devam edebilir. Borçlu borcunu ödemediği takdirde haciz talep edebilir ve buna yönelik işlemler gerçekleştirebilir. Alacaklı talep ettiği takdirde mahkeme, borçlunun asıl alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verir. Kötü niyet tazminatından farklı olarak icra inkar tazminatında kötü niyet aranmamaktadır. Tüm bu sonuçlar için davanın kesinleşmesine gerek olmayıp kesinleşmemiş mahkeme ilamının icra dairesine verilmesiyle birlikte icra işlemlerine kalındığı yerden devam edilebilir.
İtirazın İptali Davasında Tanık Dinlenir Mi?
İtirazın iptali davasında yazılı delillere başvurulabileceği gibi yemin teklif edilebilir ve tanık dinletilebilir.
İcra İnkar Tazminatı Yüzde Kaçtır?
İcra inkar tazminatı, itirazın iptali davasında borçlunun haksız çıkması ve alacaklının da bu yönde bir talebinin olması kaydıyla en az %20 oranında borçlu aleyhine hükmedilmektedir. Kural her ne kadar bu şekilde olsa da mahkeme istem ile bağlı olduğundan dolayı alacaklı, %20’den az oranda icra inkar tazminatı talep ettiği takdirde mahkeme bu oranda hüküm verebilir.
İtirazın İptali Davasında Faiz İstenir Mi?
İtirazın iptali davasında faiz talep etmek mümkündür ancak yargılama sürecinde davaya konu olan icra takibindeki faiz talebi dikkate alınacağından dolayı ayrıca faiz talebinde bulunmak gerekmemektedir.
İtirazın İptali Davasında Dava Açma Süresi Ne Zaman Başlar?
İtirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Söz konusu bir yıllık süre, borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlamaktadır.
Sonuç
Yukarıda itirazın iptali davasıyla ilgili olarak davanın nasıl açıldığı, sonuçlarının neler olduğu, dava sonucuna göre ne tür tazminatlar istenebileceği konuları hakkında genel hatlarıyla bilgi vermeye çalıştık. Önemli birkaç ayrıntıya dikkat çektik. Görüldüğü üzere itirazın iptali davası karmaşık ve ciddi sonuçları olan bir davadır. Hatalı işlemlerden uzak durulmalıdır. Sağlıklı bir şekilde sürecin takip edilebilmesi için bizimle İLETİŞİM geçiniz.
İletişim Bilgileri
- Telefon Numarası : 0 (530) 833 45 88
- E-Posta Adresi : av.secililaydasonmez@gmail.com
- Adres : Adalet Mah. Manas Bulv. No:44 Ata Plaza A Blok Kat : 3 Daire : 7 Bayraklı-İZMİR
- Mesai Saatleri : Hafta içi 09.00 – 18.00






